Sağlık Hizmetleri Nelerdir?

Sağlık hizmetleri nelerdir? Sağlık hizmetleri kaça ayrılır ve bunlar nelerdir? Koruyucu hekimlik ne demektir? Sağlık hizmetleri hakkında bilinmesi gerekenler...

Sağlık hizmetleri, tüm dünyada genel olarak üç başlık altında ele alınır. Bunlar, Koruyucu Hekimlik, Tedavi Hizmetleri ve İyileştirici Çalışmalardır. Şimdi her birini sırayla inceleyelim:

  • 1- Koruyucu Hekimlik

Hastalığın oluşmasına ve yerleşmesine engel olmayı amaçlayan, koruyucu tedbirler almayı ve geliştirmeyi hedefleyen hekimlik dalıdır. Hem insan bünyesini dayanıklı ve dirençli hale getirmeyi, hem de çevre şartlarını, hastalık yapıcı etkilerden uzaklaştırmayı amaçlar. Dolayısıyla, kişiye ve çevreye yönelik iki çeşit koruyucu hekimlik hizmetinden bahsedeceğiz:

           - Çevreye Yönelik Koruyucu Hekimlik Çalışmaları

Bu çalışmalar, ekolojik dengeyi korumaya yöneliktir ve çevreyi, etkisi altına alabilecek her türlü zarardan korumayı amaçlar.  Bu hizmetler genellikle özel eğitimli mühendisler, kimyagerler, teknisyenler, veterinerler ve benzeri meslek mensupları tarafından yürütülür. Çevreyi korumaya yönelik her türlü gönüllü çalışma da bu kısma dâhildir.

Kanser yapıcı maddeleri (deterjanlar, katkılı gıdalar, kozmetikler..v.b. ) kontrol altına almak,  kullanımını en aza indirgemek;radyasyon gibi olumsuz faktörlerin zararlarından korunmak için tedbirler almak; kitleleri etkisi altına alan salgın hastalıkların önüne geçmek için üzere ciddi çalışmalar yapmak, çevreye yönelik koruyucu hekimliğin kapsamındadır. Bu kapsamda sıralanabilecek diğer hizmetler de şunlardır:

  • Atıkların kontrolü.
  • Kanalizasyon sistemlerinin bütün ülkede düzenli olarak hizmet vermesi.
  • Çöplerin toplanması, uygun alanlarda depolanarak geri dönüşüme uygun olanların kullanılması, kalan kısmının yok edilmesi.
  • Endüstriyel atıklar için toplama-arıtma tesisleri kurulması, kirli suların ve besinlerin arıtılması.
  • Hastalık taşıyıcı haşere ile mücadele.
  • Güvenli ve temiz içme suyu temini.
  • Solunan havanın, sigara ve egzost dumanından arındırılarak kaliteli hale getirilmesi.
  • Sağlıksız gıdalarla mücadele.
  • Katkı maddeli gıdalar.

           - Kişiye Yönelik Koruyucu Hekimlik Çalışmaları:

Eğitim, her hususta olduğu gibi, koruyucu hekimlikte de çok önemlidir. Bu sebeple, risk altında bulunan gurup ve kitlelerin eğitimi şarttır.

Kişiye yönelik koruyucu hekimlik çalışmaları, bağışıklama, yeterli beslenme, erken teşhis ve tedavi, kişisel temizlik, sağlık eğitimleri gibi alt başlıkları kapsar. Temiz bir çevre için, sektörlere ve bireylere düşen sorumluluk anlatmak, herkese kendi üzerine düşenin ne olduğunu hatırlatmak, sağlık konularında bilinçlendirmek, kişiye yönelik koruyucu hekimlik çalışmalarındandır. Bunların ötesinde, insanlara sünneti anlatmak ve sünnete uygun yaşama bilincini kazandırmak, şüphesiz en kıymetli koruyucu hekimlik uygulaması olacaktır.

  • 2- Tedavi Hizmetleri:

Tedbirlere rağmen, hastalık yine de belirtileriyle baş gösterdiğinde, sebep olan unsurun ve hastalığın yok edilmesi amacıyla verilen hizmetler, tedavi hizmetleridir. Bu hizmetler, üç aşamalı olarak gerçekleştirilir:

           - Birinci Aşama:

Birinci basamak tedavi hizmetleri, hastanın öncelikle evinde, orada mümkün olamıyorsa aile hekiminin muayenehanesinde, orada da mümkün olamıyorsa sağlık ocağı, dispanser, poliklinik gibi kurumlarda, ayakta tedavi edilmesi şeklinde gerçekleşir. Bu tedaviler genel olarak ayakta yapılır. Hasta kurumda bir günden daha az kalır. Bayılmalar, hafif yaralanmalar, alerjik şikâyetler, İkinci ve üçüncü basamak tansiyon düzensizlikleri, enfeksiyon hastalıkları, küçük travmalar gibi rahatsızlıklarda, birinci aşama tedavi hizmetleri devreye girer. Bu hizmetler çoğunlukla pratisyen hekimlerin, ebelerin ya da hemşirelerin alanıdır. Rahatsızlığın durumuna göre, evde, ilk yardım konusunda eğitim almış tecrübeli bir yetişkin de birinci aşama tedaviyi gerçekleştirebilir (Ateşlenen çocuğun alnına ve koltuk altlarına sirkeli ılık bezler koymak, bir yaralıya gerekli ilk müdahaleyi yapmak gibi).

           - İkinci Aşama:

Birinci aşamadaki hizmetlerin yeterli olmadığı durumlarda hastalar, tedavileri yapılmak üzere, hastaneye sevk edilirler. Buralarda, hastaların bakım ve tedavisi, çoğunlukla yatırılarak gerçekleştirilir. İkinci basamakta yığılmanın önlenebilmesi için, insanların öncelikle birinci aşamadan geçmeleri çok gereklidir. Bu hizmetler, uzman hekimler ve uzman sağlık elemanları tarafından yapılır. Uzman hekimlerin özel muayenehanelerinde ve özel polikliniklerde verdikleri hizmetlerde ikinci basamak tedavi hizmetleri kapsamında düşünülebilir.

           - Üçüncü Aşama:

İkinci aşamada da çözülemeyen problemlerin halli için, üçüncü aşama tedavi hizmetleri devreye girer. Bu aşama, bir dalda uzmanlaşmış sağlık personelinin ve gelişmiş teknolojik cihazların bulunduğu sağlık merkezlerinde gerçekleştirilir. Doğum evleri, kanser hastaneleri, göğüs hastalıkları hastaneleri, verem hastaneleri, ruh ve sinir hastalıkları hastaneleri, çocuk hastaneleri, üniversite hastaneleri gibi kurumlar bu tip merkezlerdir. Bu kurumlar sevk zincirinin son halkasıdır.

  • 3- İyileştirici Hizmetler:

Bedenen ya da rûhen sakatlık yaşamak suretiyle, iş gücü kaybına uğramış kimselerin, hem tıbbi ve sosyal yönden topluma tekrar kazandırılmalarını hem de başkalarına muhtaç olmadan yaşayabilmelerini hedefleyen sağlık hizmetleridir. Tıbbî rehabilitasyon, bedensel sakatlıkların düzeltilmesiyle ilgilenir. Meslekî rehabilitasyon ise sakatlıkları sebebiyle bir iş yapamayan ya da eski işlerine devam edemeyen kimselere yeni iş öğretmek ve bulmakla ilgilenir. Her iki rehabilite hizmetinde de, hastaların yeni durumlarına uyum sağlamasına yardımcı olmak, bunun için gerekli anlayış ve sabrı göstererek olumlu telkinlerde bulunmak, personelin, en önemli vazifesidir.

Kaynak: Sağlik, Temizlik ve İlk Yardim, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.