Sağlık Kavramı Nedir?

Sağlık kavramı nedir? Sağlık kavramının tanımı nedir, nasıl yapılmıştır? Sağlık kavramı kaç bileşenden oluşur? Sağlık kavramının hayatımızdaki önemi nedir?

En bilindik anlamıyla sağlık, vücudun hasta olmaması, sıhhat ve afiyet içinde bulunmasıdır; fakat sağlığı, sadece vücudun esenliği olarak düşünmek yanlıştır. Çünkü insan; bedeni, hareketleri, sosyal tepkileri, duyguları, konuşması, zihin yapısı ve cinsel özellikleri ile bir bütündür ve asıl olan, bütünün sıhhatidir. O halde, tam bir sağlık tanımı yapmak istersek, şunu söylemeliyiz:

“Sağlık, bir insanın tüm gelişim alanları açısından, tam bir iyilik hâlinde bulunmasıdır.”

Dünya Sağlık Örgütü de sağlık tanımını yaklaşık bu şekilde yapmıştır:

“Sağlık, sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedenen, rûhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hâlinin bulunmasıdır.”

Sıhhat ve afiyet üzere olmak, çok büyük bir nimettir. Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa sallalâhu aleyhi ve sellem, bu hakikati şöyle dile getirir:

“Sizden hanginiz, canı ve malı emniyet içinde, vücudu sıhhat ve afiyette, günlük azığı da yanında olduğu halde sabahlarsa, sanki bütün dünya kendisine verilmiş gibidir.” ( Tirmizi, Zühd, 34)

Çoğunlukla kaybedildiğinde kadri bilinen bu nimet, kendisi için çokça şükredilmesi gereken ve her işimizi ve ibadetimizi güzelce yapabilmemize sebep olan son derece kıymetli bir hazinedir.

Bir hadis-i şerifte bu hakikate şöylece dikkat çekilmiştir:

“Her birinizin her bir eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. İşte bu sebeple, her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlil (yani lâ ilâhe illallah demek) bir sadaka, her tekbir bir sadaka, her iyiliği tavsiye etmek bir sadaka, kötülükten sakındırmak bir sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rekât namaz, tüm bunların yerini tutar.” ( Müslim, Müsâfirîn, 84)

Allah, insanı mükemmel bir biçimde yaratmış ve onun tüm uzuvlarına müthiş bir kuvvet ihsan etmiştir. Kolay kolay bozulmayan, uzun seneler boyunca vazifesini yapmaya devam eden bu organlar, çoğunlukla fıtrata aykırı yaşama alışkanlığının kurbanı olmakta ve hastalanmaktadır.

Sevgili Peygamberimiz, Hazreti Muhammed Mustafa aleyhisselâm, bu gerçeği de şu hadis-i şerifleriyle bildirmişlerdir: 

“İki nimet vardır ki, insanların çoğu onların kıymetini takdir edemez: Sağlık ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak 1)

Bu iki büyük nimetin kadrini bilmemiz hususunda, bizi yine en güzel örnek olan Sevgili Peygamberimiz ikaz eder:

“Hastalanmadan önce sağlığın, ölüm gelmeden önce de hayatın kıymetini biliniz.” (Tirmizî, Zühd 25)

SAĞLIK KAVRAMI KAÇ BİLEŞENDEN OLUŞUR

Mademki bu kadar önemlidir, o halde sağlık kavramının tanımını, farklı açılardan ele alalım ve gerçek bir sıhhatin ne demek olduğunu anlamaya çalışalım:

  • Fiziksel Açıdan Sağlık:

Fiziksel açıdan sağlık, vücudun baş, gövde, kollar ve bacaklardan meydana gelen yapısında bir sıkıntı bulunmaması, mevcut her bir hücrenin, dokunun, kasın ve organın tam, en güzel şekilde çalışır halde ve birbiriyle uyum içinde bulunmasıdır. Böylece, genel olarak vücudun fiziksel yapısında bir hastalık söz konusu olmadığından, kişi fiziksel olarak sağlıklı kabul edilir.

  • Hareket Açısından Sağlık:

Hareket açısından sağlık, vücuttaki eklemlerin ve kasların hareket ederken bir sıkıntı yaşamaması, kendisinden beklenen bilinçli ve refleks hareketleri en rahat şekilde gerçekleştirebilmesi demektir. Böylece hem kol, bacak gibi büyük kaslar, hem de parmak ve yüz kasları gibi küçük kaslar, hareket ederken zayıflık ve acizlik yaşamazlar ve kişi, hayatını devam ettirmesi için gerekli bir çok işi, başkalarına muhtaç olmadan yapabilir. Oturmak, kalkmak, kol ve bacakları kaldırıp indirmek, adım atmak, koşmak, gözleri açıp yummak, gülmek, kaş çatmak… gibi nice hareket, yerli yerinde devam ettiğinde, kişi hareket açısından sağlıklı kabul edilir.

  • Sosyal Açıdan Sağlık:

Sosyal açıdan sağlık, kişinin toplumdaki diğer insanlarla ilişkilerinde saygı, sevgi, hakkaniyet, mesuliyet, yardımlaşma, paylaşma, gibi önemli kavramları, bir ölçüsüzlük olmaksızın, denge halinde yaşayabilmesidir. Böyle kimseler, saygıdeğer olurlar ve toplum tarafından kabul görürler. Aranan, özlenen, görüşlerine değer verilen bir insan olmak, sosyal sağlık ile mümkündür. Sosyal yönü sağlıklı olanlar, sadece insanlarla değil,  canlı ve cansız tüm mahlûk ile de iyi geçim halindedirler ve hakka riayet ettiklerinden, sevilirler.

  • Dil Açısından Sağlık:

Dil açısından sağlık, kişinin konuşmayla ilgili yapısının (beyin, dil, dişler, damaklar, dudaklar, ses ve bunlar arasındaki koordinasyon) sağlıklı olması ve bu sağlıklı yapıyı en uygun şekilde kullanabiliyor olması anlamına gelir.Dil sağlığı yerince olan bir insan, söyleyişte, seste ve konuşma akışında bozukluklar göstermez. Dilini en doğru şekilde ve problemsiz kullanabilecek durumda olan böyle kişiler, dil açısından sağlıklı kabul edilirler.

  • Zihinsel Açıdan Sağlık:

Zihinsel açıdan sağlık, zekâ düzeyinin normal sınırlar içinde ya da üstünde olması, mevcut kapasitenin en iyi şekilde kullanılabilmesi ve düşünme, algılama, değerlendirme, hatırlama gibi zihinsel aktivitelerin, bir problem olmaksızın işlemesidir. Böyle kişiler, üstün oldukları zekâ alanlarında (sözel, matematiksel, sanatsal, bedensel zekâ gibi ) son derece başarılı olur ve topluma faydalı, nice işler yaparlar.

  • Cinsel Açıdan Sağlık:

Cinsel açıdan sağlık, kişinin cinsel hayatıyla ilgili biyolojik yapısında bir sıkıntı bulunmaması, cinsel rollerini kabul halinde olması, cinsel tercihlerini doğru yapması ve her türlü sapkınlıktan uzak, dengeli bir cinsel hayat sürdürmesi demektir. Erkeklerin erkek gibi, kadınların da kadın gibi davrandığı, kendi rollerini sevinçle kabullendiği ve helal daireden ayrılmadığı bir toplumda, genel huzurun çoğu tesis edilmiş olur. Toplumların sağlıklı ve uzun ömürlü olmaları, büyük ölçüde, bireylerin cinsel sağlığıyla ilgilidir.

  • Duygusal Açıdan Sağlık:

Duygusal açıdan sağlık, bireyin, doğum/ ölüm, zenginlik/ fakirlik gibi olumlu ya da olumsuz hadiselerle, en güzel şekilde başa çıkabilmesi, değişen şartlara uygun, doğru davranışlar ve tepkiler geliştirebilmesidir. Duygusal sağlığı yerinde olan kimseler, mutlu, kendine güvenen, etrafındakiler için külfet olmayıp, bilakis çözüm üretebilen insanlardır. Bu kişiler, üzücü ve zorlu durumlardan ötürü ümitsizliğe kapılmazlar ve nice sıkıntıyla baş edebilirler. 

Netice olarak, fiziksel yapısı sağlıklı olan birisi, sürekli küfürler yağdıran, aksi, geçimsiz ve problemli bir karaktere sahipse, yani duygusal ve sosyal açıdan sorunlu ise, sağlıklı kabul edilemez. Diğer yandan, ruhen çok sıhhatli olmasına rağmen, şekeri sürekli yükselmekte ve kalbi teklemekte olan biri için de sağlıklıdır, diyemeyiz. Zihinsel yönü çok sıhhatli olduğu halde, cinsel tercihlerinde sapıklığa düşmüş olan kimseler de, sağlıklı kabul edilemez.

Gelişim alanlarının her biri, birbirini sürekli etkilemekte ve birbirinden sürekli etkilenmektedir. Bu sebeple, ancak tüm alanlarda iyilik gösteren kimseler hakkında “sağlıklı” ifadesini kullanabiliriz. Bu alanlardan birinde bile sıkıntı varsa, o kişi tam anlamıyla sağlıklı sayılamaz.

Kaynak: Sağlik, Temizlik ve İlk Yardim, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

SAĞLIĞI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Sağlığı Etkileyen Faktörler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.