Sahabeleri Sevindiren Hadis
Muhabbetin en büyük alâmeti, itaattir. Seven, sevdiğine gönlündeki muhabbet seviyesinde tâbî olur. Dolayısıyla her iki cihanda da Allah Rasûlü’ne yakın olmak isteyen bir kimsenin, hayatının her safhasını Efendimiz’in gönül dokusundan hisse alarak istikâmetlendirmesi şarttır.
Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- naklediyor:
Bir adam Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e gelerek:
“–Kıyâmet ne zaman kopacak?” diye sordu.
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Kıyâmet için ne hazırladın?” buyurdu.
Adam:
“–Ahiret için öyle çokça (fazladan) oruç, namaz ve sadaka hazırlayabilmiş değilim. Ancak ben, Allâh’ı ve Peygamberʼini (çok) seviyorum.” dedi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–O hâlde sen, sevdiğinle berabersin.” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 96; Müslim, Birr, 164)
Bu hadîs-i şerîfi duydukları zaman ashâb-ı kirâm çok sevinmişlerdi. Enes -radıyallâhu anh-’ın söylediğine göre, İslâm’la şereflendikten sonra hiçbir şeye böylesine sevinmemişlerdi. Nitekim Enes -radıyallâhu anh- sevincini şöyle dile getirmiştir:
“Ben Allâh’ı, Rasûlʼünü, Ebû Bekir’i ve Ömer’i seviyorum. Onların yaptığı ibadetleri ve hayırlı amelleri yapamasam bile (onlara olan bu sevgim dolayısıyla) onlarla beraber olmayı umuyorum.” (Müslim, Birr, 163)
Burada şunu da ifâde etmek lâzımdır ki; muhabbetin en büyük alâmeti, itaattir. Seven, sevdiğine gönlündeki muhabbet seviyesinde tâbî olur. Dolayısıyla her iki cihanda da Allah Rasûlü’ne yakın olmak isteyen bir kimsenin, hayatının her safhasını Efendimiz’in gönül dokusundan hisse alarak istikâmetlendirmesi şarttır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Gönüller Sultanı Efendimize Muhabbet, Erkam Yayınları, 2015