Sahabenin Cömertliği ve İkram Sahibi Oluşu
Hazret-i Hasan, Hazret-i Hüseyin ve Abdullah bin Câfer'in (r.a) yolda rastladığı yaşlı kadın ve sonrasında gelişen ibretlik hadiseler...
Hazret-i Hasan, Hazret-i Hüseyin ve Abdullah bin Câfer -radıyallâhu anhüm-, hac için Medîne-i Münevvere’den yola çıkmışlardı. Yolda eşyalarını kaybettiler, aç ve susuz kaldılar. Çölde bir çadır görüp yanına yaklaştılar. Çadırda sadece yaşlı bir kadıncağız vardı. Kadına içecek bir şeyi olup olmadığını sordular.
Kadın;
“–Bir koyunum var, sütünü sağıp için.” dedi. Sütü sağıp içtikten sonra aç olduklarını, yiyecek bir şey olup olmadığını sordular.
Kadın;
“–Bu koyundan başka bir şeyimiz yok, kesin de size pişireyim.” dedi. Koyunu kesip yediler. Oradan ayrılacakları sırada;
“–Biz Kureyş kabîlesindeniz; hacca gidiyoruz, sağ sâlim Medine’ye dönersek bizi bulmayı ihmâl etme! Yaptığın iyiliğin karşılığını vermek isteriz.” dediler.
Akşam kadının kocası eve gelip durumu öğrenince karısına kızarak;
“–Bilmediğin kimselere koyunu nasıl yedirdin! Kureyş’ten birkaç kişi, diyorsun. Bu şekilde onları nasıl bulabiliriz?” diye söylendi.
Bu aile bir zaman sonra Medine’ye göç etmek durumunda kaldı. Etraftan tezek toplayıp satarak geçimlerini temin ediyorlardı. Bir gün Medine sokaklarından geçerken Hazret-i Hasan’ın evine tesadüf ettiler. Kapının önünde oturmakta olan Hasan -radıyallâhu anh- kadını tanımış, fakat kadın kendisini tanıyamamıştı. Hazret-i Hasan hemen yanlarına yaklaşıp yaptıkları iyiliklerini hatırlatarak kadına pek çok altın ve koyun vererek Hazret-i Hüseyin’e gönderdi. O da aynı şekilde hediyelerle ikramda bulunduktan sonra Hazret-i Câfer’e gönderdi. O ise Hazret-i Hasan ve Hüseyin’in verdiklerinin iki mislini vererek;
“–Önce onlara uğradığınız iyi olmuş… Çünkü önce bana gelmiş olsaydınız onlar zor durumda kalırlardı.” dedi. (Bkz. Gazâlî, Kimyâ-yı Saâdet, 463-464)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2023 Ay: Kasım, Sayı: 225