Sahabenin Kur’an’a Düşkünlüğü
Sahabiler, Kur’an okumayı çok sever ve ona emredildiği gibi hürmet eder, tazim gösterir ve saygı duyarlardı.
Ashâb-ı kirâm, Allâh Teâlâ’dan gelen bir ferman ve Resûlullâh’ın -aleyhissalâtü vesselâm- da emâneti olması hasebiyle Kur’ân-ı Kerîm’e büyük bir ehemmiyet atfederlerdi. O’nu namazlarında okumakla birlikte, seyahat ve gazvelerde, sohbetlerde, gece namazlarında bol bol kıraat ederlerdi. Kur’ân’ın zevkine hiçbir zaman doyamazlar, O’nu okumadan bir gün bile geçirmezlerdi.[1] Günlerine Kur’ân ile başlarlar, göz rahatsızlığı olanlara da Mushaf-ı Şerîf’e bakmayı tavsiye ederlerdi. Hattâ Hazret-i Osmân -radıyallâhu anh-, çok okuduğu için iki Mushaf eskitmişti.[2]
Sakîf temsilcileri arasında Kur’ân-ı Kerîm’e iştiyâkı en fazla olan Osmân bin Ebi’l-Âs idi. Aralarında yaş bakımından en gençleri o olduğu için onu geride, hayvanlarının yanında bırakmışlardı. Temsilciler onun yanına dönüp öğle sıcağında uykuya daldıkları zaman, Osmân -radıyallâhu anh-, Peygamberimiz’in yanına gelerek O’na dînî sorular sorar, Kur’ân-ı Kerîm dinler ve öğrenirdi. Böylece Allâh Rasûlü’nden bâzı sûreleri okuyup ezberledi.
Temsilci arkadaşlarından önce gizlice bey’at edip Müslüman olan Osmân -radıyallâhu anh-, Resûlullâh’ı -sallâllâhu aleyhi ve sellem- meşgûl bulduğu zaman, ya Ebûbekir’e ya da Übey bin Ka’b’a gider, soracağını sorar, okumak istediğini okurdu. Onun bu hâli, Resûlullâh Efendimiz’in hoşuna gider ve kendisini severdi. Sakîf temsilcileri yurtlarına dönmek istediklerinde:
“–Yâ Resûlallâh! İçimizden birini bize imam tâyin et!” dediler. O da Osmân’ı -radıyallâhu anh- yaşca en gençleri olmasına rağmen onlara imam tâyin etti. (İbn-i Hişâm, IV, 185; İbn-i Sa’d, V, 508; Ahmed, IV, 218)
[1] İbn-i Sa’d, III, 75-76.
[2] Kettânî, II, 197.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa 2, Erkam Yayınları
YORUMLAR