Sahâbenin Peygamberimize Olan Sevgisi
Sahâbe Efendilerimiz; Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’inasıl seviyordu? Sahâbeni Peygamberimize (s.a.v) olan sevgilerine örnekler...
Sahâbe Efendilerimiz; Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i o kadar çok seviyorlardı ki, O’nun muhabbetinin yanında diğer her şey ehemmiyetsiz kalıyordu.
İfk hâdisesinde iffet timsâli Hazret-i Âişe Annemiz’e atılan iftirâyı dillendirenler arasına maalesef Hassân bin Sâbit -radıyallâhu anh- de düşmüştü. Ancak muhtereme Vâlidemiz onu, Rasûlullâh’a duyduğu muhabbet sebebiyle affetti.
Yeğeni Urve bin Zübeyr -rahmetullâhi aleyh- şöyle anlatır:
Teyzem Âişe -radıyallâhu anhâ-’nın yanında Hassân’a kızmaya ve hakkında ağır konuşmaya başladım. Hazret-i Âişe beni durdurarak şöyle dedi:
“–Ona hakaret etme, çünkü o şiirleriyle Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i müdafaa ederdi.” (Buhârî, Edeb, 91, Menâkıb, 16)
“…Eğer mü’min iseniz aranızı düzeltin!” (el-Enfâl, 1) emr-i ilâhîsinin ne güzel bir îfâsı!..
Benzer bir başka misal:
Zâtü’s-Selâsil seferine Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Amr bin el-Âs -radıyallâhu anh-’ın başında olduğu bir seriyye göndermişti. Hazret-i Amr; düşman kuvvetlerinin kalabalık olduğunu öğrenince, Efendimiz’den takviye kuvvet istedi.
Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efenimiz de Ebû Ubeyde bin Cerrâh -radıyallâhu anh- kumandasında, içinde Hazret-i Ömer ve Hazret-i Ebûbekir Efendilerimizin de olduğu 200 kişilik bir takviye birliği gönderdi. Bu ordu oraya vardığında, kimin kumandan olacağı husûsunda ihtilâf çıktı.
İhtilâf uzayınca Ebû Ubeyde Hazretleri; kumandanlıkta ısrar etmedi, ferâgat etti ve sebebini şöyle açıkladı:
“‒Ey Amr! Bilesin ki, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’ın bana en son emir ve tavsiyesi şöyle olmuştu:
«‒Arkadaşının yanına varınca, birbirinize karşı itaatli olunuz! Aranızda anlaşmazlığa düşmeyiniz!»
Eğer sen bana itaat etmezsen, ben sana itaat eder, boyun eğerim!” dedi ve ona tâbî oldu. Böylece din kardeşi ile geçimli olmak ve İslâm kardeşliğinin herhangi bir zarara uğramaması için kendi hakkından ferâgatta bulundu.
Öyle bir muhabbet ki, benliği ve enâniyeti eritiyor ve;
“Bu durumda Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- nasıl davranmamdan hoşnut olurdu?” tefekkürüyle hayırlı ve olgun davranışa tevcih ediyor.
Bu fedâkârlığı öğrenen Efendimiz ise;
“Allah, Ebû Ubeyde bin Cerrâh’ı rahmetiyle esirgesin!” buyurarak ona duâda bulundular. (Vâkıdî, II, 773)
Sahâbe-i kirâmın, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e olan muhabbetleri, onların bütün gönül dünyalarını kuşatıyordu
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2024 Ay: Ocak, Sayı: 227