Sahabilerin Örnek Almamız Gereken Özellik ve Davranışları

Sahabenin örnek almamız gereken özellik ve davranışları nelerdir?

Deniyor ki dindarlar genelde fakirler. Yani zenginleştikçe dinle irtibatları azalıyor. Bu maalesef mânevî terbiyeden uzak kalmaya ilâveten, paranın ekseriyetle haram ile mâlûl bulunmasının acı bir neticesi.

SAHABENİN ÖRNEK DAVRANIŞLARI

Ashâb-ı kirâm, önümüzde en güzel örnek olarak duruyor. Cenâb-ı Hak bize ashâb-ı kirâmı misal gösteriyor. Onlarda dünyaya aldanıp dîni geri plâna atmak var mı? Ten rahatlığı için dînî gayretlerden uzak kalma var mı? Bir lüks, bir israf var mı? Bir pintilik var mı? Fakir bir sahâbîye hediye edilen bir koyun başı, yedi fakir âileyi dolaşıyor. Herkes diğer muhtaç kardeşini kendine tercih ederek ona gönderiyor, neticede o koyun başı, yine ilk verenin önüne geliyor. Bu nasıl bir terbiye? Bu nasıl bir ahlâk nizâmı? Bugün o terbiyeye muhtacız.

Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem ilâhî emirlere en çok riâyet eden kimse olmasına rağmen, ashâbına örnek olmak için, pek çok îkaz ve ihtarlarını kendi şahsına izâfe ederek buyururdu. Vefatına yakın Ravza’ya geldi. Ashâbını topladı. Hayatı boyunca bütün mahlûkâtın hakkına, beşer gücünün üstünde îtinâ göstermiş olan Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem:

“Ashâbım, kimin sırtına vurduysam işte sırtım, gelsin vursun!” dedi. “Kimin malını aldıysam, işte malım, gelsin alsın!” buyurdu.

Demek ki her müslüman bu hassâsiyet içinde olmalı. “Benim üzerimde bir kul hakkı var mı? Allâh’ın huzûruna ben nasıl çıkacağım? Bir yanlışlık yaptım mı, birine haksızlık ettim mi?” diye endişelenmeli.

Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem buyurur:

“Kim ödememek kastıyla borca girerse Allâh’ın huzuruna hırsız olarak çıkar.” (İbn-i Mâce, Sadakât, 11/2410)

Peygamberimiz’in hizmetini gören Mid’am isminde bir köle vardı. Efendimiz’in yükünü indirdiği sırada, nereden geldiği belli olmayan bir ok isâbet edip ölümüne sebep oldu. Müslümanlar:

“–Ey Mid’am! Cennet sana mübârek olsun! Yâ Rasûlâllah, hizmetçine şehidlik mübârek olsun!” diyerek ona gıpta ettiklerinde Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem:

“–Hayır, öyle değildir. Varlığım kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki, Hayber günü ganimet malları paylaşılmadan önce aldığı bir kilim, şu anda onun üzerinde alev alev yanmaktadır!” buyurdu.

Bunu işiten Müslümanlar çok korktular. O sırada bir kişi Peygamber Efendimiz’e bir veya iki ayakkabı bağı getirdi:

“–Yâ Rasûlâllah! Ben de ganimet malları taksim edilmeden ayakkabılarım için bu bağları almıştım.” dedi. Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem:

“–Sana da Cehennem ateşinden bir veya iki bağ (yani bunlardan dolayı azap) var.” buyurdu. (Buhârî, Eymân, 33; Müslim, Îmân, 183)

Velhâsıl kim zerre kadar iyilik yaparsa veya kim zerre kadar kötülük yaparsa karşılığını görecek.

Ârif gönüller, şu hakîkati hiçbir zaman hatırlarından çıkarmazlar:

“Helâlin hesâbı, harâmın da azâbı vardır.”

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Para ile İmtihanı, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

SAHABENİN ÖRNEKLİĞİ

Sahabenin Örnekliği

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.