Kaynak: Dr. Murat Kaya, Mescid-i Haram’dan 111 Hatıra, Erkam Yayınları
Sahabiyi Ölünceye Kadar Susturan Söz
Mekke’nin fethinden sonra evini geri isteyen sahabiyi ölünceye kadar susturan söz.
Ebû Ahmed bin Cahş , Ebû Süfyan’ın damadı idi. Kadın-erkek bütün Cahş âilesi Mekke’deki evlerini barklarını bırakıp Medine’ye hicret ettiklerinde, Ebû Süfyan, yakınları olmasına rağmen, onların evlerine elkoymuştu. Ebû Süfyan, damadı Ebû Ahmed’in evini Amr bin Alkame’ye dört yüz dinara satmıştı. Ebû Ahmed, bunu haber alınca, söylediği bir şiirle Ebû Süfyan’ı ayıpladı. (İbn Hişâm, II, 79; Ezrakî, Ahbâru Mekke, II, 244, 245)
Allah kendisinden razı olsun, bu zât hicret edenlerin sonuncusuydu. Gözleri görmüyordu. Hicrete niyetlendiğinde Ebû Süfyan’ın kızı olan hanımı buna râzı olmadı. Hanımı onun Medine’ye değil de başka bir yere gitmesini istiyordu. Bunun üzerine o da gizlice hicret etti. Medine’ye gelerek Allah Rasûlü’nün huzuruna çıktı. (Heysemî, VI, 63-64)
Mekke-i Mükerreme fethedildikten sonra Rasûlullah (s.a.v) Fetih hutbesini îrad edip bitirdiği zaman, Ebû Ahmed, Mescid-i Haram’ın kapısında, devesinin üzerinde:
“–Allah aşkına ey Abdi Menaf oğulları! Sizinle olan ahdimize riâyet ediniz. Allah aşkına ey Abdi Menaf oğulları! Evimi bana geri veriniz!” diyerek nidâ etmeye başladı. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v), hemen Hz. Osman’ı yanına çağırdı. Bir şey söyleyip onu sevindirdi.
Hz. Osman da Ebû Ahmed’in yanına vardı, kulağına bir şeyler söyleyerek onu sevindirdi. Ebû Ahmed devesinden inerek insanların yanına oturdu. Allah’a kavuşuncaya kadar, bir daha bu evden bahsettiği hiç duyulmadı. (Vâkıdî, II, 840; İbn Sa’d, IV, 102)