Sahip Olunan Şeylerin En Fazîletlisi
Allah katında dünyanın, bir sivrisineğin kanadı kadar bile değeri yoktur.
Dünyanın aldatıcı câzibelerine rağmen dilini ve gönlünü dâimâ Hakk’ın zikriyle meşgul edebilenlerin bu ameli, Allah katında cihan mülküyle değişilmeyecek kadar değerlidir. Bu hakîkati Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle ifâde buyurmuşlardır:
“Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allâh’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, ilim (mârifet ilmi) öğreten âlim ve (Hakk’a lâyıkıyla kul olmak için) tahsil gören talebe bundan müstesnâdır.” (Tirmizî, Zühd, 14)
PARA BİRİKTİRENLERE MÜJDE!
Sahâbeden Sevbân -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:
“…Altın ve gümüşü biriktirip de bunları Allah yolunda sarf etmeyenlere acıklı bir azâbı müjdele!” (et-Tevbe, 34) âyeti nâzil olduğu zaman biz, Peygamber Efendimiz’le birlikte seferde bulunuyorduk. Sahâbeden bâzıları:
“–Altın ve gümüş hakkında inecek olan indi. (Artık bir daha onları biriktirmeyiz. İhtiyacımız dışındakileri infâk ederiz.) Keşke hangi şeyin daha hayırlı olduğunu bilsek de, ondan biraz edinsek.” dediler.
Bunun üzerine Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şu cevâbı verdi:
“–Sahip olunan şeylerin en fazîletlisi;
(Hayâtın hiçbir safhasında Allâh’ı unutmayıp dâimâ) zikreden bir dil, (Bütün nîmetleri Hakk’ın lûtfettiğinin idrâki içinde) şükreden bir kalp ve Kocasının îmânına yardımcı olan sâliha bir zevcedir.” (Tirmizî, Tefsîr, 9/9)
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından 2, Erkam Yayınları, 2012
YORUMLAR