Şahsiyeti Oluşturan En Mühim Tesir
İnsan sevdiği kimsenin şahsiyeti ile bütünleşir. Şahsiyetini en güzel kıvam yükseltmek isteyenin yapması gereken en akıllıca iş, en güzel şahsiyetle muhabbetle bütünleşmektir. Beşeriyetin en güzel şahsiyeti ise Hakk’ın terbiye edip beşeriyete ikram ettiği Allah Resûlü Muhammed Mustafâ (sallallâhu aleyhi ve sellem)’dır.
Muhammed İkbal, şahsiyetini oluşturan en mühim âmili şöyle anlatır:
“Şahsiyetimi oluşturan en mühim âmil, Allah Resûlüne olan hudutsuz muhabbetimdir. O Zat-ı akdese o kadar bağlıyım ki, mânevî varlığımı zehirlemek maksadıyla, canavarlar gibi üzerime saldıran maddeci materyalist cereyanların, yıkıcı doktrinlerin, parlak teklif ve aldatıcı iltifatların önüne, onun sayesinde bir dağ gibi dikildim. Hepsi de yalçın kayalara çarpan dalgalar gibi kırılıp bin parça oldular
Artık bütün insanlığa en gür sesimle haykırarak ilan ederim ki, insanlığın yegâne kurtarıcısı Hazreti Muhammed’e olan mânevî bağlılık, cihanda en büyük bahtiyarlıktır. İç huzuru denilen o büyük saadete ancak onun feyziyle erilir. Bu nimetten mahrum olan gönül, sahraya atılmış bir kuş tüyüne benzer ki, yıkıcı rüzgârların önünde serserice oradan oraya sürüklenmeye mahkûmdur… Çok şükür, Batı medeniyetinin ışığı, benim gözlerimi kamaştıramadı. Çünkü benim gözüm, Medine-i Münevvere’nin sürmesiyle sürmelenmiştir.
Evet, ben Avrupa’da yıllarca tahsil gördüm. Uzun müddet o fırının içinde kaldım. Fakat çıkarken, Hazreti İbrahim’in Nemrud’un ateşinden çıktığı gibi tertemiz çıktım. Bütün çevrelerim, gül gülistan oldu. Zamanın firavunları beni adım adım takip ediyorlar, fakat benim elimde Hazreti Musa’nın asası vardır.
İnsan, ancak bu şuurlu iman sayesinde insan olur, şeref ve haysiyeti, karakter ve şahsiyeti kemal bulur. Artık âdi insanlara değil, krallara bile minnet etmez olur. O, öyle bir ufka yükselmiştir ki, serap kadar aldatıcı olan o fanî saltanatlar, pek aşığılarda kalır. Eğer ben, yıldızları ele geçirsem, bu şanlı zaferler bana râm olursa, bana bunu çok görmeyin! Çünkü ben, Fahr-i Cihânın, Peygamber-i Zîşânın bendesiyim. O’nun mübarek ayağına temas eden kum taneleri, yıldızlardan daha kıymetlidir. Gelip geçtiği yerler, miskten daha güzel kokar.”[1]
İnsan sevdiği kimsenin şahsiyeti ile bütünleşir. Muhabbet, ortak duygular oluşturur ve zamanla sevenle sevilen aynîleşir. Şahsiyetini en güzel kıvam yükseltmek isteyenin yapması gereken en akıllıca iş, en güzel şahsiyetle muhabbetle bütünleşmektir. Beşeriyetin en güzel şahsiyeti ise Hakk’ın terbiye edip beşeriyete ikram ettiği Allah Resûlü Muhammed Mustafâ (sallallâhu aleyhi ve sellem)’dır. Zira bütün âlemlerin Rabbi olan Mevlâmız O’nun hakkında:
“Andolsun ki (Ey Nebiyy-i Ekrem)! Sen pek yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem 68/4) buyurmuştur.
[1] Hayreddin Karaman, İslâmî Hareket Öncüleri, s. 128-129.
Kaynak: Adem Ergül, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları
YORUMLAR