Şakalaşma ve Eğlence ile İlgili Hadisler

HADİSLER

Şakalaşma ve eğlence ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamber (s.a.v) Efendimizin şakalaşma ve eğlence ile ilgili hadisi şerifleri.

Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) şakalaşma ve eğlence ile ilgili sözleri.

Temîm kabilesinden Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) vahiy kâtibi olan Hanzala (radıyallahu anh) şunları anlatmıştır:

“Resûlullah’ın yanındaydık... O şöyle buyurdu: ‘Hanzala! Benim yanımdaki hâlinizi ayrıldıktan sonra da sürdürseydiniz melekler evinizdeyken —ya da yolda— sizinle musâfaha ederlerdi. Fakat ey Hanzala, (insan bu!) bazen öyle bazen böyle!’” (İbn Mâce, Zühd, 28)

***

Ebû Hüreyre’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem),

“Ben sadece doğruyu söylerim” buyurdu. Sahâbeden bazıları, “Yâ Resûlallah! Sen bize şaka yapıyorsun ama!” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), “Ben, sadece doğruyu söylerim” buyurdu. (İbn Hanbel, II, 341)

***

Abdurrahman b. Ebû Leylâ’nın (radıyallahu anh) bazı sahâbîlerinden işittiğine göre,

(Bir sahâbînin, arkadaşını şaka yapmak amacıyla korkuttuğunu duyunca) Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), “Bir Müslüman’ın diğer bir Müslümanı korkutması helâl olmaz” buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Edeb, 85)

***

Ebû Hüreyre’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Yarış ancak ok atmada ya da at veya deve koşturmada yapılır.” (Nesâî, Hayl ve sebk ve ramy, 14)

***

Hz. Âişe’nin (radıyallahu anh) anlattığına göre,

Aişe validemiz, bir kadını ensardan bir adamla evlendirmişti. (Düğün merasimi esnasında) Allah’ın Peygamberi (sallallahu aleyhi ve sellem), “Âişe! Sizin eğlenceniz yok mu? Oyun ve eğlence ensarın hoşuna gider” buyurmuştu. (Buhârî, Nikâh, 64)

***

Ukbe b. Âmir’in (radıyallahu anh) işittiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“...Ancak üç çeşit eğlence vardır: Kişinin atını eğitmesi, eşi ile hoş vakit geçirmesi, yayı ve oku ile atış yapması...” (Ebû Dâvûd, Cihâd, 23)