Sakın Gruplara Bölünmeyin!

Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- birlik ve beraberliğe halel gelmemesi için, toplumdaki münâfıkları bildiği hâlde, isimlerini ifşâ etmemiştir. Onları ömür boyu güzellikle idâre etmiş ve bütün sıkıntılarına katlanmıştır. Diğer taraftan, müslümanları günde beş defa bir araya toplayan namaz ile toplum hayâtımız arasında sıkı bir alâka olduğu muhakkaktır.

Cenâb-ı Hak, namaz, hac, zekât, kurban gibi ibadetlerle bir taraftan da müslümanlar arasında kalbî beraberlik tesis etmektedir. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.” (el-Bakara, 43)

Diğer bir âyet-i kerîmede de şöyle buyrulur:

“Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever.” (es-Saff, 4)

Sultan I. Murad Hân, Rumeli’de cihâd ederken Karamanoğlu Alâaddin Bey, Osmanlı topraklarına saldırmıştı. Bunu öğrenen Murad Hüdâvendigâr, son derece üzülür ve şöyle der:

“–Şu zâlimin yaptığına bakın! Biz bir aylık mesâfede kâfirler ile gece gündüz cenk eyleyelim, o da gelip müslümanların mülkünü yağmalasın! Ey gâzîler! İmdi ben cihâdı bırakıp da müslüman kardeşlerime nasıl kılıç çekeyim?!.” 

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurur:

“Şeytan insanın kurdudur. Tıpkı sürüden ayrılan koyunu kapan kurt gibi. Sakın gruplara bölünmeyin. Cemaatten, toplumdan ve mescidlerden ayrılmayın.” (Ahmed, II, 400; V, 335; Hâkim, I, 73/59)

ÜMMET BİRLİĞİNİ TEMİN ETMEK!

Birlik ve beraberlik şuuruna dâir en muhteşem misâllerden birini de, Doğu Anadolu’da bir aşîret reisi olan İdris-i Bitlisî Hazretleri sergilemiştir. O, Yavuz Sultan Selim’in İslâm birliği hamlesine cân u gönülden destek çıkarak topraklarını büyük bir sevgi seli hâlinde Osmanlı’ya bağlamıştır.

Yavuz Sultan Selim Hân, aslen Kürt olan bu zâta son derece hürmet göstermiştir. Öyle ki ona münâsip gördüğü kimselere beylik verebilmesi için boş hatt-ı hümâyunlar ihsân etmiştir. Ancak o, birlik ve beraberlik hususunda ayrı bir fazîlet örneği daha sergileyerek bu hatt-ı hümâyunları da Pâdişâh’ın izni olmadan doldurmamıştır. Safevîler’in doğu illeri ve halkları üzerindeki kötü emellerini boşa çıkartmıştır. Böylece ümmet birliğini temin edici büyük faâliyetlerin mîmârı olmuştur.

Aynı şekilde Barbaros Hayreddin Paşa da, sahip olduğu kuzey Afrika’yı, “İslâm birliği” fikriyle Osmanlı devletine hediye etmiştir. Buna mukâbil Kânûnî de, ona devletin Kaptan-ı Deryâlığı’nı (Osmanlı deniz kuvvetleri kumandanlığını) vermiştir. Bundan sonra Akdeniz kısa zamanda bir Osmanlı gölü hâline gelmiş, Hind Okyanusu’na bile donanma gönderilerek, oradaki müslümanlara yardım edilmiştir. Barbaros Hayreddin Paşa’nın koca Cezâyir’de sultanlık yapabilecekken bu hakkından ferâgat ederek, topraklarını Osmanlı’ya ilhâk etmesi, ümmetin birlik ve beraberliğini temin adına ne muhteşem bir îman şuuru ve fazîlet tablosudur.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hakk'a Adanmış Gençlik, Genç Kitaplığı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.