Salâtın Anlamı Nedir?

SORULARLA İSLAM

Salât ne demektir? Abdullah Sert Hocaefendi, Şifa-i Şerif eserinden salâtın anlamını/mânâsını okuyor.

SALÂT’IN MÂNASI

Kelâm âlimi Ebû Bekir ibni Fûrek’in[1] (v. 406/1015) söylediğine göre bazı âlimler Resûl-i Ekrem (s.a.v.)  “En büyük sevincim namazdadır.”[2] hadisindeki “salât”ı, salâtü selâm diye te’vil etmişlerdir. Buna göre Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) söz konusu hadisiyle, “Allah Teâlâ’nın ve meleklerin bana salât etmesi, ümmetime de kıyâmete kadar bana salâtü selâm getirmelerini emretmesi benim en büyük sevincim olmuştur.” demek istediğini söylemişlerdir.

Meleklerin ve bizim salât etmemiz, ona duâ etmemiz anlamındadır; Allah Teâlâ’nın Resûl-i Ekrem’e (s.a.v.) salât etmesi ise ona rahmet etmesi mânasına gelmektedir.

Bazılarına göre “Resûl-i Ekrem’e salât ederler” demek, ona hayır ve bereket duâsında bulunurlar demektir. Hâlbuki Resûl-i Ekrem (s.a.v.), ashâbına salâtü selâm getirmeyi öğretirken, salât ve bereket ifâdelerinin birbirinden ayırarak önce “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd (Allahım! İbrâhim’e ve âline rahmet ettiğin gibi Muhammed’e ve âline de rahmet et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin.)” duâsını okumalarını, ardından da “Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd (Allahım! İbrâhim’e ve âline hayır ve bereket lütfettiğin gibi Muhammed’e ve âline de hayır ve bereket ihsân et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin)” (Buhârî, Ehâdîsü’l-enbiyâ 10, nr. 3369-70; İbni Mâce, İkãme 25, nr. 903-906.) duâsını okumalarını tavsiye etti.

Dipnotlar:

[1] Ebû Bekir Muhammed ibni Hasan ibni Fûrek el-İsbahânî en-Nîsâbûrî, İmâm Ebü’l-Hasen el-Eş’arî’nin görüşlerini sistemleştiren Eş’arî âlimidir. Bu zât, Ebû Bekir el-Bâkıllânî ve Ebû İshâk el-İsferâyînî gibi şöhretli âlimlerle kelâm konularında müzakereler yapmıştır. Tefsir, tasavvuf ve kelâm sahalarındaki görüşleriyle tanınmıştır. Ehl-i Sünnet’in görüşlerini muhâliflerine karşı başarıyla savundu. Mu’tezile’ye karşı itikadî konulardaki bazı hadîs-i şerîfleri müdafaa etti. Mu’tezile’yi eleştirdiği için işkenceye tâbi tutuldu ve sürgüne gönderildi. Ünlü sûfî Abdülkerîm el-Kuşeyrî ve şöhretli hadis âlimi Ahmed bin Hüseyin el-Beyhakî onun talebeleridir. Pek çok eserinden Şerhu’l-Âlim ve’l-müteallim, Müşkilü’l-hadîs ve beyânih, Tefsîrü’l-Kur’ân zikredilebilir. [2] Hadisin tamamı şöyledir: “Bana dünyadan kadın ve güzel koku sevdirildi. En büyük sevinci namazda duymam sağlandı.” (Nesâî, İşretü’n-nisâ 1, nr. 3949-3950; Ahmed ibni Hanbel, Müsned, III, 128).]

Kaynak: Kādî İyâz, Şifa-i Şerif