Salavât-ı Şerife Okumanın Fazileti
Ne kadar salavat getirilmeli? Salavat-ı Şerife okumanın faydaları ve faziletleri.
Cenâb-ı Hak ve sayılarını O’ndan başka kimsenin bilemediği melekleri, Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’e devamlı salât etmektedirler. O hâlde biz de hayatımızın her ânında Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’i hatırlamalı, O’na tam mânâsıyla teslîm olmalı ve çokça salât ü selâm göndermeliyiz. Zira “İsim, müsemmâyı celbeder.” hakîkati mûcibince her salavât-ı şerîfe, bize Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’in yüksek ahlâkını, müstesnâ fazîletlerini hatırlatarak Oʼnunla kalbî irtibâtımızı daha canlı tutmamızı temin eder.
NE KADAR SALAVAT GETİRİLMELİ?
Übey bin Kâ‘b radıyallâhu anh şöyle anlatır:
Gecenin üçte biri geçince, Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem uyanıp kalktı ve şöyle buyurdu:
“İnsanlar! Allâh’ı zikredin! Allâh’ı zikredin! Yeri yerinden oynatan birinci Sûr üflenecek. Arkasından ikincisi gelecek. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak! Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak!”
Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’e:
“–Yâ Rasûlâllah! Ben Sizʼe çok salevât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba kendim için duâ ettiğim zamanın ne kadarını salevâta ayırayım?” diye sordum.
“–Dilediğin kadar.” buyurdular.
“–Duâlarımın dörtte birini salevât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?” diye sordum.
“–Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için iyi olur.” buyurdular.
“–Öyleyse duâmın yarısını salavât-ı şerîfeye ayırayım!” dedim.
“–Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için hayırlı olur.” buyurdular. Ben yine:
“–Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?” diye sordum.
“–İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için daha hayırlı olur.” buyurdular.
“–Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde Sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?” deyince:
“–O takdirde Allah Teâlâ, dünya ve âhirete âit bütün arzularını ihsân eyler ve günahlarını bağışlar!” buyurdular. (Tirmizî, Kıyâmet, 23/2457; Hâkim, II, 457/3578; Beyhakî, Şuab, III, 85/1418; Abdurrazzâk, II, 214)
ALLAH VE RESULÜ’NÜN HAKKINI EDA ETMEK
Burada sahâbî, getirdiği salevâta Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem’in bir sınır tâyin etmesini istiyor ve bunun için birkaç defa soruyor. Ancak Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem farz ile fazîlet birbirine karışmasın diye, herhangi bir sınır tâyin etmiyor. Bununla birlikte salevâtı artırma kapısını da kapatmıyor. Hattâ daha fazla artırmaya teşvik ediyor. Kendi şahsı için duâ edeceği vaktin tamamını salevâta ayıran kişinin, din ve dünya hususunda olmasını istediği her şeyi Allah Teâlâ’nın ona lûtfedeceğini müjdeliyor. Zira salevât getirmekle kul; Allâh’ın emrine imtisâl etmek, O’nu zikretmek, Allah ve Rasûlü’ne tâzim göstermek, kendi isteklerini bir kenara bırakıp Allah ve Rasûlü’nün hakkını edâ etmeyi tercih etmek ve böylece îsârda bulunmak gibi pek büyük fazîletleri bir araya getirmiş olmaktadır.
DUA İLE SALAVAT GETİRMEK DENK SEVAP VERİR Mİ?
Çokça salevât getirdiği için kendisine duâ edemeyen kişi, hiçbir şey kaybetmez. Bilâkis daha fazlasını kazanır. Zira bir mü’min, Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’e salât ve selâm ederse Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem ona daha güzeliyle cevap verir. Bu da bir mü’mine mükâfât olarak yeter. Zira Peygamber Efendimiz’in duâsı, Hak katında makbûldür, reddedilmez.
Buna ilâveten Cenâb-ı Hak, salât ü selâm getirenlerden râzı olur ve onlara öyle büyük lûtuf ve ihsanlarda bulunur ki târifi mümkün değildir. Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’e bir defa salât edene, Allah Teâlâ on kat merhamet eder, on hatâsını siler ve mertebesini on derece yükseltir. Cebrâîl aleyhisselâm da bir defa salevât getirenin günahlarının affedilmesi için on defa istiğfâr eder, bir defa selâm gönderene de on defa selâm eder.
Bunlardan daha üstün ne olabilir ki? Buna denk olacak hangi sevap vardır ki?
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafâ, Erkam Yayınları