Salih Müminlerin Özellikleri Nelerdir?

Salih müminlerin özellikleri nelerdir? Kur’an’a göre salih müminlerin 8 özelliği.

Hak dostlarının davranış mükemmellik ve zarâfetini şu âyet-i kerîmeler ne kadar güzel sergiler:

“Rahmân’ın (has) kulları onlardır ki yeryüzünde tevâzu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara lâf attığında (incinmez ve incitmezler, sadece) «selâm» derler (geçerler). Gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyâma durarak geçirirler.” (el-Furkan, 63-64)

SÂLİH MÜMİNLERİN 8 ÖZELLİĞİ

Bu âyet-i kerîmeler ve bunların ardından gelen diğer âyet-i kerîmelerde Cenâb-ı Hak, sâlih mü’minlerin husûsiyetlerini sekiz sıfatla özetlemektedir:

  1. Yeryüzünde yürüyüşleri ve hareket tarzları mülâyimdir; gurur ve kibirden uzak, tevâzu ve vakar içindedir. Câhiller kendilerine sataşsalar dahî selâmetle neticelenecek söz söylerler. Etraflarına, merhametli ve mütehammil biri olarak güven ve huzur verirler. (Bkz. el-Furkan, 63)
  2. Geceleri ibâdetle ihyâ ederler. Yatışları ve kalkışları hep Allâh için olur. (Bkz. el-Furkan, 64)
  3. Şöyle duâ ederler: «Ey Rabbimiz! Bizlerden cehennem azâbını defet! Çünkü onun azâbı geçici bir şey değildir.» (Bkz. el-Furkan, 65)
  4. Harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar. (Bkz. el-Furkân, 67)
  5. Allâh’tan başka bir ilâha yalvarmazlar. Allâh’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zinâ etmezler. (Bkz. el-Furkan, 68)
  6. Yalan yere şâhitlik etmezler; boş bir şeye rastladıkları vakit vakar ile (oradan) geçip giderler. (Bkz. el-Furkan, 72)
  7. Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında, kör ve sağır, yâni duygusuz davranmazlar. (Bkz. el-Furkan, 73)
  8. Cenâb-ı Hakk’a: «Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler ihsân et ve bizi takvâ sâhiplerine önder kıl.» diye niyazda bulunarak; âile hayatlarının ve nesillerinin dünya ve âhirette yüz ağartacak bir îmân, irfan ve ahlâk içerisinde olmasını, yetişip olgunlaşmasını talep ederler ve kendileri için arzuları da, takvâda en önde bulunmaktan ibâret olur. (Bkz. el-Furkan, 74)

Cenâb-ı Hak böyle sâlih mü’minlerin nâil olacağı ebedî neticeyi şöyle bildirir:

“İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamları ile mükâfatlandırılacaklar, orada hürmet ve selâmla karşılanacaklardır.” (el-Furkân, 75)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ŞU 5 ŞEY OLMASAYDI BÜTÜN İNSANLAR SALİH KİŞİLER OLURLARDI

Şu 5 Şey Olmasaydı Bütün İnsanlar Salih Kişiler Olurlardı

3 SALİH İNSAN

3 Salih İnsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.