Samanlık Yapılan Cami İbadete Açıldı

Ardahan'da, 306 yıl önce inşa edilen ve 78 yıl önce satıldıktan sonra samanlık olarak kullanılan tarihi cami, restore edilip yeniden ibadete hazır hale getirildi.

Kentin Halil Efendi Mahallesi'ndeki üç camiden biri olan, 1711'de inşa edilip 1939 yılında açık artırmayla 15 liraya satıldıktan sonra yıllarca samanlık olarak kullanılan tarihi Müderris İbrahim Efendi Camisi'nin ibadete açılması amacıyla 4 yıl önce Ardahan Müftülüğünce çalışma başlatıldı.

Bu çerçevede camiyi satın alan mülk sahipleriyle yapılan görüşmenin ardından varılan anlaşmayla tarihi cami restorasyon için Erzurum Vakıflar Bölge Müdürlüğüne devredildi.

Restore edilerek aslına uygun hale getirilen cami için Ardahan Müftülüğü, Diyanet İşleri Başkanlığından kadro talebinde bulundu. İmam hatibin atanmasıyla tarihi camide 78 yıl aradan sonra ilk kez ibadet edilecek.

Ardahan Müftüsü Şaban Kondi, tarihi Müderris İbrahim Efendi camisinin yanı sıra Ordu Cami, Mevlüt Efendi Cami'nin de benzeri kaderleri olduğunu belirterek, ancak Müderris İbrahim efendi Camisi'nin uzun yıllar farklı amaçlarla kullanıldığını anlattı.

CAMİ, AMACINA UYGUN OLARAK KULLANILACAK

Kondi, "Daha önce burası samanlıktı, hayvanların kaldığı yerdi. Ben yeni göreve geldim. Burası ile ilgili aldığımı bilgiler bu. Bu camimiz, kadrosunun da atanmasıyla amacına uygun olarak kullanılacak." ifadelerini kullandı.

"Camiler bir toplumun ruhudur, kalbi gibidir. Bir insanın kalbi ne kadar aktif olursa, ne kadar çalışırsa, o derece insan sağlıklı olur. Camilerimizi asli fonksiyonlarına ne zaman kavuşturursak o zaman o toplumda birliği, sevgiyi, kardeşliği daha kısa zamanda daha güçlü bir şekilde oluşturabiliriz. Onun için biz diyoruz ki camiler hazreti Nuh'un gemileri gibidir. Birleştirici rol olarak camilere gitmemiz lazım."

MEHMET AKİF CAMİLERDE KURTULUŞ SAVAŞI'NI ANLATTI

Cumhuriyetin kuruluşunda da camilerinin rolünün çok önemli olduğunu söyleyen Kondi, milli şair Mehmet Akif Ersoy'un camilerde Kurtuluş Savaşı'nı anlattığını vurguladı.

Diyanet-Sen Ardahan Temsilcisi Yavuz Çetinkaya, "Bu çalışmayla Ardahan'a ve İslam coğrafyasına bir değer kazandırılmıştır. Bu tarih ve kültür değeri, bizim için çok önemli. Bir millet ancak geçmişini bilerek ve tanıyarak geleceğine ümitle bakabilir." dedi.

Ardahan Merkez Halil Efendi Mahallesi'nde 1711 yılında yapılan, 1939'da Kars Vakıflar Memurluğunca 15 lira bedelle İzzet Yüce'ye satılan Müderris İbrahim Efendi Camisi, 526 metrekare alanda yer alıyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.