Samanyolu Galaksisi'nde, 3 Yeni Yıldız Keşfedildi

ABD'de araştırmacılar, Samanyolu Galaksisi'nin halesinde, evrenin en yaşlı yıldızlarından olduğu düşünülen 3 yeni yıldız keşfetti.

Science Daily'nin haberine göre, araştırmacılar, keşfedilen yıldızların 12 ile 13 milyar yıl önce oluştuğunu ve evrenin en yaşlı yıldızları arasında olabileceğini düşünüyor.

SAMANYOLU GALAKSİSİ'NDE, 3 YENİ YILDIZ KEŞFEDİLDİ

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden Profesör Anna Frebel liderliğinde, aralarında öğrencilerin de bulunduğu ekip, Büyük Patlama'dan sonra oluştuğu değerlendirilen eski yıldızları araştırdı.

Ekip, evrenin ilk dönemlerinde hidrojen ve helyumun çoğunlukta, stronsiyum ve baryum gibi diğer elementlerin ise düşük miktarlarda bulunmasından dolayı düşük stronsiyum ve baryum barındıran yıldızları inceledi.

Tespit ettikleri üç yıldızın yörüngede Samanyolu diskinin geri kalanından ve haleden farklı şekillerde döndüğünü ve düşük stronsiyum ile baryum içerdiğini saptayan bilim insanları, bunların daha küçük cüce galaksilere ait olduğu yönünde güçlü kanıtlara ulaştı.

Söz konusu cüce galaksilerin büyümeye devam eden Samanyolu tarafından emildiklerini değerlendiren araştırma ekibi, yıldızlara "Küçük Birleşik Yıldız Sistemi" anlamına gelen "SASS" adını verdi.

Araştırmacılar, evrende oluşan ilk galaksilerden olduğu düşünülen "ultra soluk cüce galaksilerin" incelenmesinin, uzakta ve sönük oldukları için zor olduğuna dikkati çekti.

Dünya'dan yaklaşık 30 bin ışık yılı uzaklıkta bulunan "SASS" yıldızları üzerindeki araştırmaların, "ultra soluk cüce galaksilerin" oluşumunu anlamaya katkıda bulunabileceği düşünülüyor.

Cüce galaksiler, evrenin erken oluşum sürecinde ortaya çıkan, dolayısıyla yıldızları yaşlı, düşük yoğunluklu ve az metal barındıran gök cisimleri olarak biliniyor.

Araştırma, "Monthly Notices of the Royal Astronomical Society (MNRAS)" dergisinde yayımlandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.