Savaş ve İklim Değişikliğinin Pençesindeki Yemen İçin Tehlike Çanları Çalıyor

Uzun yıllardır iç savaşın sürdüğü Yemen'deki insani krize, toprağın ve çevrenin kirlenmesi, ekilebilir arazinin azalması ve su kıtlığı gibi iklimsel faktörler de eklenince ortaya çıkan sonuç "felaket" oldu.

İran destekli Husiler ile meşru hükümet güçleri arasında 7 yıldan uzun süredir iç savaşın devam ettiği Yemen'in, iklim değişikliğinin de etkisiyle çöküşün eşiğine geldiği uyarısında bulundu.

Çatışma bölgelerinde yaşayanların gözlemlerine dayanarak hazırladığı ve Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansında (COP27) açıklanan raporunda, savaş ve iklim değişikliğinin Yemen halkına etkileri değerlendirildi.

Her 4 Yemenliden 3'ünün tarım ve hayvancılıkla uğraştığına işaret edilen raporda, toplumun bu kesiminin kuraklık ve sel baskınları gibi doğal afetlerin yanı sıra çatışmalardan büyük oranda etkilendiği ifade edildi.

Yemen'de iklim değişikliğinin etkisi iki kat fazla hissediliyor

Orta Doğu Sözcüsü İman et-Trablusi, yaptığı açıklamada, Yemen'in dünyadaki en büyük insani krizlerden birini yaşadığını, ülke nüfusunun yüzde 70'inin (yaklaşık 20 milyon) insani yardıma muhtaç olduğunu söyledi.

Yemen gibi savaş yaşanan ülkelerin iklim felaketlerinin etkilerini diğer ülkelere kıyasla iki kat fazla hissettiğini kaydeden Trablusi, "Bu ülkelerde, silahlı çatışmalar ve silahlarda kullanılan maddeler tarım arazilerini, suları ve çevreyi kirletiyor ve ekilebilir arazilerin küçülmesine neden oluyor." dedi.

En kırılgan kesim çiftçiler

Tarım, Yemen'de krizden en çok etkilenen sektör oldu. Bu da ülkede gıda güvenliği sorununu ortaya çıkardı.

Yemen'de gıdaya erişimde sıkıntı çeken kişi sayısı 2021'de 16,2 milyon iken bu yıl yüzde 10 artarak 19 milyona ulaştı.

Trablusi, "Yemen benzeri ülkeler pek çok sebepten iklim kriziyle başa çıkamaz. Bu sebeplerin başında devlet kurumlarının kapasitesinin gerilemesi ve kaynaklarının azalması ve aynı şekilde halkın bu değişimler karşısında direnme gücünün düşmesi yer alıyor." dedi.

Yemen'de iklim krizi karşısında en kırılgan grubun çiftçiler olduğunu kaydeden Trablusi, şöyle devam etti:

"İklim kriziyle savaşın birlikte yaşandığı bir durumdan bahsediyorsak göç krizinden bahsediyoruz demektir. Çiftçiler, toprağın silahlarla kirlenmesi ve seller gibi iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle arazilerini terk ediyor."

Su kıtlığı ve kuraklık Yemen topraklarını vurdu

Rapora göre, su kıtlığı ve kuraklık, Yemen'de 3,3 milyon kişiyi evlerini terk ederek başka bölgelere göç etmeye zorladı.

İnsanların çatışma bölgelerini terk etmesi ve sonra oraya geri dönmesi yaygın bir durum ancak Yemen'de bu farklı oldu. Zira yerlerine geri dönenler, toprağın artık ekime uygun olmadığını gördü ve yeniden bu yerleri terk etti.

Uzun yıllardır devam eden iç savaş ve birbirini takip eden kuraklık yılları su krizini daha da tırmandırdı ve temiz su kaynağına erişemeyenlerin sayısı 17,8 milyona ulaştı.

Trablusi, su krizine ilişkin, "Yemen, çatışmadan önce de su kıtlığı çekiyordu, ancak çatışmalar, iklim değişikliğinin somut etkisine ilaveten bu krizi daha da şiddetlendirdi." değerlendirmesinde bulundu.

Raporda tanıklığına yer verilenlerden, uzun süredir tarımla uğraşan bir ailenin dördüncü kuşak temsilcisi Yemenli Nadir, daha önce topraklarını sulamakta kullandıkları bir barajın şu an boş olduğuna işaret etti.

Üst üste birkaç mevsimdir kuraklığın Yemen topraklarını vurduğunu belirten Nadir, çiftçilerin kuraklık sebebiyle büyük zarar gördüğünü ve ailelerinin temel ihtiyaçlarını karşılama imkanı bulamadıklarını ifade etti.

Mali desteğin düşmesiyle insani yardım azaldı

Yemen'de 2022 yılı insani yardım programları için geçen yıl BM gözetiminde düzenlenen Yemen'e destek konferansında hedeflenen miktarın sadece yüzde 30'unun toplanabildiğini aktardı.

Hedeflenen meblağın 4,2 milyar dolar olduğunu bunun ancak 1,3 milyar dolarının toplanabildiğini söyleyen Trablusi, insani ihtiyaçlar artarken birçok kurumun yardımlarını azaltmak zorunda kaldığını ve iklim krizinin yansımaları da eklendiğinde Yemen'de sonuçların "felaket" olduğunu dile getirdi.

Dünya kamuoyunun Yemen'in ve Yemenlilerin acılarını unutmamasını istediklerini vurgulayan Trablusi, ülkedeki insani krizin hafifletilmesi için maddi ve siyasi desteğin seferber edilmesini talep ettiklerini belirtti.

Trablusi, "Yemen krizi, insani yardım aktivistlerinin yapabileceklerinin ötesinde uzun vadeli ve radikal çözümler gerektiriyor." diye konuştu.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi, yoksulluğun azaltılması ve insani ihtiyaçların karşılanması için Yemen'deki Kızılay Derneği ile iş birliği içinde çalışıyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.