Savaşın Acı Yüzü İsimlere Yansıyor

Irak'taki Suriyeli sığınmacılar savaşın acı yüzünü çocuklarının isimlerine yansıtıyor. Çocuklara Dılbirin (yaralı yürek), Şervan (savaşçı), Dılbixwin (kanlı yürek) gibi isimler veriliyor.

Irak'taki Suriyeli sığınmacılar, savaşın acı yüzünü çocuklarının isimlerine yansıttılar. Kampta kalan ailelerin bazıları çocuklarına Dılbirin (yaralı yürek), Şervan (savaşçı), Dılbixwin (kanlı yürek), Varşin (şen ülke), Xwindar (kanayan), Bewar (ülkesiz) isimlerini koydu.

Suriye'nin kuzeyindeki çatışmalardan kaçan sığınmacılar, Süleymaniye ilindeki Barike Çadır Kampı'nda zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyor. Kampta şimdiye kadar 200 çocuk dünyaya geldi. Çocuklara verilen isimler ise savaşın acı yüzünü gözler önüne serecek nitelikte.

ÇOCUKLARIN İSİMLERİ BULUNDUĞUMUZ DURUMU İFADE EDİYOR

Çadırda 2 ay önce dünyaya gelen bebeğe Dılbirin (yaralı yürek) ismi verildi. Kampta evlenip çocuk sahibi olan baba Kava Abdulhadi, "Başımıza gelen felaketlerden dolayı yüreklerimiz yaralı. Çocuğumun adını da o yüzden Dılbirin koydum" dedi.

Hasekili Anne Ronahi İsmail ise "Eğer Suriye'de normal şartlarda bir yaşam sürseydik ve huzurumuz yerinde olsaydı çocuğumuzun adını Evin (aşk) koyacaktık. Ancak çok kötü koşullarda yaşıyoruz, yüreklerimiz kanıyor. O yüzden çocuğumuza Dılbirin adını verdik. Bu isim içinde bulunduğumuz durumu ifade ediyor" diye konuştu.

Kobani'den Irak'a gelen Fazıl Heme, 3 ay önce doğan çocuğuna Şervan (savaşçı) adını vermiş. Heme, "Başka şartlarda olsaydık çocuğuma bu ismi vermezdim" ifadesini kullandı.

Kampın başka bir sakini Gazal İhsan da 7 aylık çocuğuna Dılbixwin (kanlı yürek) ismini koyduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Akrabalarımızın çoğu çocuğuna Muhammet ve Ahmet ismini veriyor. Biz de Kobani'de kalsaydık çocuğumuza Muhammet ismini koyardık. Ancak yüreğimiz yaralı olduğu için Dılbixwin ismini tercih ettik."

Civan Ahmet isimli anne ise tekrar ülkelerine dönecekleri ve huzurlu bir yaşamları olacağı umuduyla çocuğuna Kajin (yaşam dolu) ismini verdiğini ifade etti.

Kampta Xwindar (kanayan) ve Bewar (ülkesiz) isminde çocuklar da bulunuyor.

Kamışlı'dan gelen Nevzat Ahmet ise 10 gün önce doğan kızına henüz bir isim koymadığını anlatarak, "Kızımıza ne isim vereceğimize karar veremiyoruz. Aklımıza birçok isim geliyor ancak savaş psikolojisine de teslim olmak istemiyoruz. O yüzden Varşin (şen ülke) adını koymayı düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.