Savaşın Çocukları Türkiye’de Bir Arada

Ülkelerinde ölüm korkusuyla güne başlayan Gazzeli ve Suriyeli çocuklar, bomba seslerinden uzak Türkiye'de el ele vererek barış için birlikte yürümeye yemin etti.

Suriye'den kaçarak Türkiye'ye sığınan mülteci çocuklar, aynı kaderi paylaştıkları Gazzeli arkadaşlarını, tedavi gördükleri Yenimahalle Devlet Hastanesinde ziyaret etti ve onlara çiçek verdi.

Bir süre sohbet eden ve acılarını birbirleriyle paylaşan çocuklar, ülkelerinde barışın sağlanması için yaşayacaklarını ve yaşadıklarını unutturmayacaklarını ifade ediyor; tıpkı Nazım Hikmet'in, "Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok. Şeker bile yiyemez ki kağıt gibi yanan çocuk. Çalıyorum kapınızı teyze, amca; bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler..." mısralarında olduğu gibi...

SİZLERLE AYNI ACIYI YAŞIYORUZ

Çocuk gibi yaşamadan ölüm korkusuyla ülkesinden kaçan Suriyeli çocuklardan 13 yaşındaki Muhammed Yazan, Gazzeli kardeşlerinin yanında olduklarını belirterek, "Biz, sizlerle aynı acıyı yaşıyoruz. Sizin ve bizim de ülkemizde savaş var" dedi.

Savaşı "kan, acı, gözyaşı ve ayrılık" olarak tanımlayan küçük Muhammed, "Suriye'de savaş var ve her gün yüzlerce kişi ölüyor. Uçak, tank, tüfek sesleri ile yaşıyoruz. Artık oyun oynamıyor, şarkı söylemiyor, sadece dua ediyoruz, ölmemek ve anne babamızı kaybetmemek için. Biz, korkuyoruz..." diye konuştu.

Muhammed, istedikleri tek şeyin "barış ve huzur" olduğunu vurgulayarak, bu süreçte kendilerine yardım eli uzatan Türkiye'ye teşekkür ettiklerini, artık korkmadan uyandıklarını ama ülkelerinde korkan milyonlarca kardeşleri olduğu için mutsuz olduklarını ifade etti. Suriye'ye dönmeyi istediğini dile getiren Muhammed, eğitimini mimar olarak tamamlamak istediğini, üniversiteyi bitirdikten sonra ülkesinin yeniden inşa edilmesine yardım etmek istediğini anlattı. Muhammed, duygularını şöyle ifade etti:

"Ben, artık barış istiyorum. Kimsenin öldüğünü duymak ya da görmek istemiyorum.

Biz, çalışıp okuyacak ve ülkemizin yanında olacağız. Gazzeli arkadaşlarımızla aynı kaderi paylaşıyoruz. Bombalar olmadan, kan olmadan sesimizi duyurmak istiyoruz. Savaşın çocukları olan bizler, barış için çalışacağız."

HİÇBİRİMİZİN DÜŞLERİ YOK

Suriyeli çocuklardan 10 yaşındaki Yusuf Hudra da savaşta kaybettiklerinin sadece sevdikleri olmadığının altını çizerek, "Biz, savaşta sadece yakınlarımızı değil hayallerimizi kaybediyoruz. Düşlerimiz ölüyor. Artık, hiçbirimizin düşleri yok. Sadece savaş istemiyoruz" dedi.

İleride mühendis olmak ve Suriye'de çok güzel binalar inşa etmek istediğini dile getiren Hudra, "Suriye'yi yeniden inşa etmek istiyorum" diye konuştu.

Mülteci çocuklardan 12 yaşındaki Ahmet Elseid ise ülkelerinde birçok arkadaşlarının anne ve babasını kaybettiğini, hayatta tek başına kaldıklarını söyledi.

Küçük Elseid, oyun oynayabilmeyi çok özlediklerinin altını çizerek, "Eskiden saklambaç oynardık sokaklarda. Şimdi ise ölmemek için bombalardan, mermilerden, savaştan kaçmak için saklanıyoruz" dedi.

Gazzeli arkadaşlarına güçlü olması gerektiği mesajını veren Elseid, "Burada kendinizi yalnız hissetmeyin. Türkiye bize yardım etti, ama bir gün ülkemize geri döneceğiz. İyileşeceksiniz; siz de biz de üzülmeyeceğiz artık. Kazanan biz olacağız" diye konuştu.

SAVAŞI YARALARIMIZDAN HEP HATIRLAYACAĞIZ

İsrail'in saldırısında yaralanarak Türkiye'de tedavi altına alınan yaralı Gazzeli çocuklardan Muhammed de kendilerinden daha küçük olan kardeşlerinin aynı acılarını yaşamasını istemediğini, kendisinin vücudundaki yanık izleri yüzünden savaşı hep hatırlayacağını belirterek, "Bizim, savaşın izlerini unutmamız çok zor. Biz, savaşın izlerini sadece ruhumuzda değil vücudumuzda da taşıyoruz. Gözümüzü kapattığımızda bomba sesleri kulağımızda çınlıyor" dedi.

Suriyeli çocuklarla acılarının ortak olduğunu dile getiren Muhammed, "Biz de Suriyeli arkadaşlarımız da 'vatan' için yaşayacağız. Çünkü biz Filistin ya da Suriye'nin çocukları değiliz, dünya çocuklarıyız" açıklamasında bulundu.

Madleen Maged Abu Taweela da kendilerini Suriyeli arkadaşlarından farklı görmediğini belirterek, duygularını şöyle ifade etti:

"İnşallah Filistin ve Suriye'de savaş bitecek. Suriye'de daha zor, çünkü orada savaş kendi içlerinde. Her iki taraf da Suriyeli. Filistin'de ise başka bir devlet var, İsrail. Allah, hepimizin yardımcısı olsun.

Suriye ve Filistin kardeştir. Biz, haklarımız için birlikte savaşacağız. Biz, savaşın çocuklarıyız, yaralarımız, acılarımız aynı. Her şeye rağmen, bizler barış isteyen gençler olacağız. Bizim acılarımızın yanında kimse olmadı, saldırıyorlar ama Türkiye'den başka kimse yok yanımızda. Ama, başkalarına saldırı olduğunda, o ülkelerin  başına bunlar geldiğinde ilk yardım edenler biz olacağız. Onların yaptığını yapıp, yalnız bırakmayacağız. Başka çocuklar ölmesin, ağlamasın yeter ki..."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.