Sebe' Suresi 32. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Sebe' Suresi 32. ayeti ne anlatıyor? Sebe' Suresi 32. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Sebe' Suresi 32. Ayetinin Arapçası:

قَالَ الَّذ۪ينَ اسْتَكْبَرُوا لِلَّذ۪ينَ اسْتُضْعِفُٓوا اَنَحْنُ صَدَدْنَاكُمْ عَنِ الْهُدٰى بَعْدَ اِذْ جَٓاءَكُمْ بَلْ كُنْتُمْ مُجْرِم۪ينَ

Sebe' Suresi 32. Ayetinin Meali (Anlamı):

Büyüklük taslayanlar ise, zayıf düşürülüp ezilenlere: “Size doğru yolu gösteren kitap ve peygamber geldikten sonra, siz iman edecektiniz de, biz mi sizi ondan zorla alıkoyduk. Hayır, asıl siz günaha dalmış inkarcı suçlulardınız” diye karşılık verecekler.

Sebe' Suresi 32. Ayetinin Tefsiri:

Dünyada nüfûz, güç, kuvvet sahibi olup kendileri inanmadıkları gibi, zayıf buldukları bir kısım insanları da Allah yolundan saptıran kibirli nasipsizler vardır. Kur’ân-ı Kerîm, saptıranlardan “müstekbir”, onlara uyup sapanlardan ise “müstaz’af” olarak bahseder. Ne kitap ve peygambere ne de âhirete inanan bu zâlimlerin, mahşerdeki kavgalarından, birbirlerine laf yetiştirmeye çalışmalarından acıklı bir manzara arz edilir. Özeti şudur: Hiçbiri suçu sahiplenmek istemez, hep birbirlerini suçlarlar, o korkunç cehennem azabı karşısında bir suçlu bulup onu kurban vererek kendilerini kurtarmak isterler. Pişmanlıktan için için yanarlar. Fakat bu nâfile bir çaba olacaktır. Çünkü boyunlarına demir halkalar geçirilerek cehenneme sürükleneceklerdir. Bu manzaranın takdimindeki maksat, hâlihazırda imansızlık ve sapıklık içinde bulunanları mahşerin dehşetli manzaralarıyla korkutarak uyanmalarına vesile olmaktır. (bk. A‘râf  7/38-39; Ahzab 33/66-68; Mü’min 40/47-48)

Çünkü hangi çağda olursa olsun, toplumun geniş imkânlara sahip şımarıkları, ilâhî buyruklar karşısında hep aynı inkârcı tavrı sergilemektedirler:

Sebe' Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Sebe' Suresi 32. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...