Seferdeki Gençler

Genç Dergisi bu ayki kapak dosyasında yolculuk yapan gençleri işliyor. Sefere çıkan gençlerle yapılan söyleşiler ve birbirinden güzel gezi yazıları da genç okurları heyecanlandıracak.

Genç'in tanıtım yazısını sizler için alıntıladık:

Bu ay kapağımıza “İçimize Aşk, Bahtımıza Yol Düştü, Seferiyiz” başlığını taşıdık. Ataleti, bir yerde takılı kalmayı ve durgunluğu sevmiyoruz. Sürekli seyr halinde olmayı önemsiyor, illa bir yerde duracaksak seyr halinde durmak gerektiğini düşünüyoruz. Son tahlilde bırakıp gideceğimiz muvakkat bir alemde, hakkımızdaki muradı bulmanın en kestirme y ollarından birisi seferdir. Biz Yunus gibi bir yerde kararı olmayanlardanız: “Benim burada kararım yok/Ben yine gitmeye geldim.” Dünyadan geçip gideceğiz madem, sürekli dolaşmak, sefer halinde yaşamak buraya en uygun iş ve oluştur. Kendi sırrımızın peşine düştük, içimizde aşk, önümüzde yol var. Biz seferîyiz.

Editörümüz Süleyman Ragıp Yazıcılar, Editörden yazısında “Yolcu Yolunda -Nasıl?- Gerek” başlığı ile sesleniyor. Taha Kılınç ise “Seyahat Edelim Ama Nasıl?” başlığıyla yazdı. Kadir Bekar, “Bir Beyaz Kartal Uçtu” başlığı ile yakınlarda vefaat eden Bahaettin Karakoç’u yazdı. Zarifoğlu Ailesi, Aida Begic, Lütfi Doğan gibi kıymetli isimlerle yaptığımız söyleşiler de Kasım sayımızda sizleri bekliyor.

EDİTÖRDEN / SÜLEYMAN RAGIP YAZICILAR

“YOLCU YOLUNDA -NASIL?- GEREK”

Bu sayımızın insanı hürmet, hayret ve hikmetle yola düşüren seferlere ilişkin olmasını diledik. Yolculuğun inceliklerini, bilinçli seyahatlerin bizlere ne gibi açılımlar kazandıracağını, üzerine düşünülmüş seferlerin güzelliklerini paylaşacağız sizlerle. Yolculuk için para olmazsa olmaz mıdır, dünyayı gezmenin kolay ve kestirme yolları nelerdir, seferî bir hayat sürme cesaretine nasıl kavuşulur, seyahatlerle ilgili hangi yazarlardan ne tür eserler okunmalı türünden soruların tatmin edici cevaplarını bulacaksınız dosya kapsamında. Burada tembel tembel durana, ataletle oturana, ümidini azaltana, dünyaya takılıp kalana, seferîliğini unutana ve yapacağı tüm yolculuklar vesilesiyle “büyük yolculuğa” hazırlanmayana aşk olsun.

NELER OLUYOR HAYATTA / SALİH YÜZGENÇ

Haber Başlıkları Şöyle:

- Ülkeler Gelı̇şmiş Ama İnsanları Mutsuz

- Öğretmenleri Eğitirsek İş Tamam!

- Giden Gençlere Dur Demeyecek miyiz?

- Doğu Türkistan Sessizce Yok Ediliyor

DOSYA / ABDULLAH KİBRİTÇİ

İÇİMİZE AŞK, BAHTIMIZA YOL DÜŞTÜ, SEFERİYİZ

Hayat bir seyirdir. Bu seyrin bir içe bakan yönü var, bir de dışa bakan yönü. Asıl olan insanın kendi içindeki yolculuğudur. Ama bunun başlaması için, bulunduğu yerden başka bir yere sefere niyet etmek, ayağa kalkmak ve harekete geçmek gerekiyor. İnsan yola düştü mü, içinde mesafe almaya başlıyor. Biz o yüzden yolu ve yolculuğu seviyoruz. Bir yolcu olduğumuz şu alemde bize ne olduğumuzu ve ne yapmamız gerektiğini hatırlatan en iyi işlerden birisinin sefer ve seferilik olduğuna inanıyoruz. Ataleti, bir yerde takılı kalmayı ve durgunluğu sevmiyoruz. Sürekli seyr halinde olmayı önemsiyor, illa bir yerde duracaksak seyr halinde durmak gerektiğini düşünüyoruz. Son tahlilde bırakıp gideceğimiz muvakkat bir alemde, hakkımızdaki muradı bulmanın en kestirme yollarından birisi seferdir. Biz Yunus gibi bir yerde kararı olmayanlardanız: “Benim burada kararım yok/Ben yine gitmeye geldim.” Dünyadan geçip gideceğiz madem, sürekli dolaşmak, sefer halinde yaşamak buraya en uygun iş ve oluştur. Kendi sırrımızın peşine düştük, içimizde aşk, önümüzde yol var. Biz seferîyiz.

İBRAHİM’İN BALTASI / İBRAHİM TAHA GÜLTEKİN

SEYAHATNAME KİTAPLARI ARASINDA

Babam GENÇ Dergisi için seyahatnamelerle ilgili yazı yazmamı söyleyince önce evde hangi seyahatnamelerin olduğuna baktım. Bunun için çok uğraşmam gerekti. Babam da yardım etti, gözümden kaçanları buldu, önüme koydu. Bayağı varmış. Haydi onları birlikte incelemeye başlayalım.

BEYTÜLHİKME / ASIM GÜLTEKİN

TRENLE 30 GÜNDE DEVR-İ AVRUPA!

Sene 2000. Milenyum lafını duyduk o yıllar bolca. Şimdilerde önemli bir ekonomist olan Mustafa Mente, Avrupa’yı çok uygun şartlarda gezme fırsatının bulunduğunu anlatmıştı yıllar önce. İnterrail denilen bu sistemle Avrupa’dan belirlediğiniz ülkeleri 22 veya 30 gün boyunca trenle gezebiliyordunuz. Biletinizi Sirkeci’den aldıktan sonra tüm seyahat boyunca trene bir daha para vermeden, üstelik tek vizeyle Avrupa ayaklarınızın altına seriliveriyor. Mente’den interrail maceralarını dinledikçe ben de interrailci olmayı hedefliyordum. İnterrail Avrupa’yı çok ucuza gezmenin adı.

BİR BAŞKA AÇIDAN / TAHA KILINÇ

SEYAHAT EDELİM AMA NASIL?

Bir seyahate çıkıldığında insanın başına gelebilecek en talihsiz durumlardan biri, gördüğü ve göreceği mekânlarla ilgili merak duygusunu yitirmesidir. Vakit el verdiği ölçüde taşın altını kaldırmak, her kapıyı tıklatmak, her yokuşu tırmanmak, bir seyahati verimli hale getiren şartlardandır. Hep öğrenmeye ve tanımaya aç bir zihinle yola çıkanlar, heybelerini ağzına kadar doldurmuş şekilde dönerler. “Tokların” ise, mideleri zaten dolmuştur.

MODERN ZAMAN SENDROMLARI / AYŞE YAZICILAR

ÇOK YOĞUNUM SENDROMU

Son zamanların trend kelimelerinden birisi “yoğunluk”. Kime selam versek, hal hatır sorsak cümleye çok yoğun olduğunu söyleyerek başlıyor. Bir durum bildiri- mi olarak “yoğunum” kelimesi bir zamanlar orta ya da üst gelir düzeyindeki insanların kullandığı bir tabirken günümüz dünyasında iş adamlarından ev hanımlarına, öğrencilerden çocuklara, esnaftan sanatkâra hemen herkesin diline pelesenk olmuş bir gündelik yaşam muhabbeti halini almış durumda.

MANEVİ KİŞİLİĞİN İNŞASI/ ADEM ERGÜL

HÜNER, KAÇANI GERİ GETİRMEKTİR

İnsanı ekipte tutan en güçlü bağ, hiç şüphesiz gönül bağıdır. Muhatapta hatır oluşturmasını bilen kimseler, kalıcı hizmetlere ve başarılara imza atan gerçek liderlerdir. Özellikle candan, maldan ve imkânlardan fedakârlık gerektiren eğitim, irşâd ve dava liderliklerinde bu yürek bağı olmazsa, gönül erleri yetiştirmek de yetişeni elde tutmak da imkânsızlaşır.

HASAR TESPİT SÖZLÜĞÜ / AYŞEGÜL GENÇ

-Duvar

-Anlam

-Basmakalıp

-Taşra

-Çağrı

ETKİLEYİCİ YAŞAM ÖYKÜLERİ / ABDULLAH YALNIZ

BİR AN BİLE KENDİMİZİ KAYBETME LÜKSÜMÜZ YOK

Biz idealleri ve amaçları olan insanlarız. “Niye selektör yaptın?” diye bağırıp çağıran ve saygısız hareketler yapan, zaten temel amacı kendini kanıtlamak olan modifiyeli araç sürücüsüyle didişemeyiz. Ona haddini bildirmeye çalışarak enerjimizi boşa israf edemeyiz.

GENÇLERLE 12 SORU 12 CEVAP/ OSMAN NURİ TOPBAŞ

ATEİZM VE DEİZM FİTNESİ-2

Şeyh Sâdî-i Şîrâzî şöyle diyor: “İdrâk sahipleri için ağaçlardaki her bir yaprak, mârifetullâh (yani Cenâb-ı Hakk’ı kalben tanıyabilme) hususunda bir dîvandır, mufassal bir kitaptır. Gâfiller için ise bütün ağaçlar, tek bir yaprak bile değildir.”

MEHMET DİNÇ İLE GENÇLİK HALLERİ/ AHMET ÜNAL

-Kendimiz Üzerine Biraz Daha Düşünmeliyiz

-Şu an İstediklerimiz İle En Çok İstediklerimiz Arasında Tercih Yapmalıyız

-Gelecek de Hayaller de Bitmez, Biz Yolda Olmaya Bakalım

GÖÇEBE / NEVZAT YILDIRIM

ÜÇ TEFEKKÜR

Batı Afrika ülkesi Nijeyar’da dünya gurbeti yolculuğu başlayan Abdülfathi Abdüsselam’ın Kayseri’de son bulan hayat yolculuğunun hikâyesi...

TEN KAFESİ / YUNUS EMRE TOZAL

HAYRI GÖREBİLMEYİ İSTEMEK

Sonbahar ve kış mevsimlerinin en güzel yanlarından biri de akşam erkenden yatakhanelerimize gidip uzun uzadıya yaptığımız sohbetlerdi. Çikolata satan arkadaşlardan veresiye defterine not alan gofretçilere, iki pötibör bisküvi arasına lokum sıkıştırıp “Halley’den daha güzel, isteyen var mı?” diye sorandan tutun da izin dönüşü sakız dağıtana renkli arkadaşlıkların olduğu, muhtemelen unutulmayacak anıların arasına yerleşeceği zamanlardı.

SERİ ADIMLAR / HASRET ALİ GENÇ

DIŞI CİLALI İÇİ ARIZALI PROGRAM

Daha güçlü sloganlar bulacak, daha mükemmel afişler tasarlattıracak, daha ilginç reklamlar çekecek, daha fazla yere branda astıracak, daha fazla broşür bastıracak, daha büyük sponsorlar bulacak, mekâna daha fazla insan sığacak, daha kritik, daha siyasetin içinden isimleri çağıracağız.

KIZIL ELMA / GÖKHAN GÖKÇEK

OSMANLI NE ZAMAN KURULDU?

Halil İnalcık Hoca Koyunhisar Savaşı’nın (1302) Osmanlı beyliğinin kuruluş tarihine karşılık geldiğini ifade eder. İlim çevreleri açısından iki farklı görüş noktasında bir mutabakat hâlâ sağlanamamıştır.

VURGU / EMRE TOPOĞLU

NEDİR BU HAYAT BİLMECESİ?

Ne garip bir başlık değil mi? Birçok yerde duyabileceğimiz ve daha önemlisi birçok konuya hazırlık cümlesi olarak kullanılabilecek kadar geniş bir ifade...

GEZİ YORUM / HANDE BERRA

MEZAR TAŞINDAN KALE

Bu şehrin sazı da, sözü de, kahvesi de meşhur. Çerkez’in Kahvesi’nde bakır cezveler iki kere yanaşır kömüre, garson şekerli kahve isteyene küçümseyerek bakar. Acı kahve içmeyen benim gibi yabancısıdır bu meclisin. Ciddi adamlar derin konulara dalar gider. Her mezhepten, her görüşten insanı bir araya toplayan fikirhane kapısıdır bu kahve. Susmak ve dinlemek gerekir.

BİR OKUMA ÇABASI / AYŞEGÜL ÖZTOPRAK

GÜVERCİN MEKTUBU

Sahi sevgili geçen cumartesi karga tarafından yenilen güvercin, son uçuşun bir aranma mıydı yoksa aylaklık edip bahara mı seviniyordun?

KELEBEK İKLİMİ / HALİT YASİR ÖZOĞUL

SON YUDUM İÇİN BEKLE

Derlerdi ki, giderken, “Ya Rabbi! Bu meclisin en günahkârı benim... Benim günahlarım yüzünden arkadaşlarımı istifadeden mahrum bırakma. Onların sevaplarından da beni ziyadesiyle faydalandır...” diye tefekkür edilmeli.

YAĞMUR VAKTİ / KADİR BEKAR

BİR BEYAZ KARTAL UÇTU

En güzel kelimeleri onun şiirlerinde bulduk. Şimdi de vefâtının derin hüznünü yaşıyoruz. Bahaettin Karakoç’la 7 yıl önceki o tatlı buluşmayı dün gibi hatırlıyorum. İyi insanların yeryüzünden ayrılışının elemi, kalbimizin yerini bulmamızı sağlıyor her seferinde.

BİRAZ KÜLTÜR, BİRAZ SANAT / YUSUF TEMİZCAN

- Her Yer Festival, Her Yer Film

- Kitap Fuarlarının En Büyüğü Geliyor

- İki Acı Kayıp

- Notlar

- Kitaplık

- Kısa Kısa

BİR ŞEY / BÜŞRA NUR TURAN

-Bir Gönül Zenginliği

-Bir Yumruk

-Bir Bavul Hikayesi

-Bir Bisiklet Devri

SİNEMA / ABDULLAH GÜNER

KAHRAMAN OLMAK İSTER MİSİN?

Boşnak yönetmen Aida Begic’in üçüncü uzun metrajlı filmi Bırakma Beni, bizi coğrafyamızın değişmeyen kaderine, savaşın ardında kalan yetimlere götürüyor. İlk filmi Kar’da (Snijeg, 2008) Bosna’da ailelerini kaybeden, yurtlarından edilen kadın ve çocukları anlatan yönetmenin, ikinci filmi Çocuklar (Djeca, 2012) Saraybosna’daki savaş ve yetimler hakkındaydı. Bu sonuncu filmi de aynı başlığın bir devamı niteliğinde düşünülebilir; bu kez beyazperde de Suriyeli yetimlerin hikâyesini izliyoruz.

B-İLGİNİZE / SEVİLAY KÖSEBALABAN

40 YAŞA ÖVGÜ

“Kırk yaş; gençliğin yaşlılığı, elli yaş; yaşlılığın gençliğidir.”

FOTO HİKÂYE / MERVE ÖZKAN

YOKSA BAHARLAR NEDEN SEVİLSİN?

Yol ve doğa fotoğrafları neden içimize ferahlık verir hepimiz biliyoruz aslında. Büyük şehirlerin bitmeyen kavgalarının yorgunlarıyız çünkü. Küçük şehirlerde üniversite okuyanların hayalidir, emekliliğinde okuduğu şehre yerleşip doğal bir hayat kurmak. Okul yolunda, ne zaman bir kuzu görse otlayan ya da papatya tarlasının hemen yanında hayvanlarını otlatan bir çoban görse bunu düşünür: “Birgün ben de bir kasabaya yerleşeceğim.” Fakültede ders esnasındayken, hayvanların boyunlarında sallanan çanların sesini duyduğumda az kurmadım ben de bu hayali. Koca kampüsten şehir merkezine yürümüşlüğüm de vardır bahar aylarında. Topladığım papatyalardan çay yapıp içmenin keyfi başka bir şey de yoktu o günlerde.

MİKRO ÂLEMDEN MAKRO ÂLEME / MUAZ ERDEM

UZAY MADENCİLİĞİ BAŞLADI

İnsanoğlu, Güneş Sistemi’nin hemen her yerine uzay aracı gönderdi. Ama tabii ki “insanlık” bununla da yetinmedi ve Dünya’daki madenleri sömürdükten sonra uzaya da göz dikerek uzay madenciliğine başladı.

YAZI ATÖLYESİ / METİN KARABAŞOĞLU

NE YAZSAM?

Yazı hayatında ilerlemek istiyorum, ama yazmak istediğim birkaç yazıdan sonra tıkanıp kalacakmışım gibi hissediyorum. Bu da hiç başlamamama sebep oluyor. Ne yapmalıyım?

ÖDÜLLÜ TEST / AYŞE YAZICILAR

10 SORUDA BAHAETTİN KARAKOÇ

21 Kasım’a kadar tüm sorulara doğru cevap veren 1 kişiye, Bahaettin Karakoç’un dört kitaptan oluşan setini hediye ediyoruz.

genc.in/odullutest

test@gencdergisi.com

Geçen Sayının Talihlisi: Selim Gülgör

Kasım Ayı Röportajları İse Şu Şekilde:

Rukiye Karaköse: Her Sefer Kendimizedir Konuşan: Abdullah Yalnız

Mustafa Ndiaye: Afrika’nın Selamını Almayan Yer Kalmadı Konuşan: Esad Mücahit Eskimez

Aida Begic: Yetim Çocukların Gözlerini Asla Unutmayacağım Konuşan: Abdullah Güner

Necat Aliyev: Sabah Namazına Ezanla Kalkmak Tarif Edilemez Konuşan: Ömer Faruk Özbil

Zarifoğlu Ailesi: Kalbi Yumuşak Ama Deli Dolu Bir Güzel Adam: Cahit Zarifoğlu Konuşan: Yusuf Temizcan

Lütfi Doğan: Türkiye’nin Şerefli Bir Sorumluluğu Var Konuşan: Yusuf Temizcan

Ayrıntılı Bilgi: www.gencdergisi.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.