Seher Vakitlerinin Ruhaniyeti

HAYATIMIZ

Bir Mevlânâ muhibbi, seher vakitlerinin rûhâniyetini şu şekilde ifâde eder...

Zikir ve tesbihâtla ihyâ edilen seherler, -tıpkı güzelliklerini inbât etmek için hasretle yağmur bekleyen bir bahar toprağı gibi- gönlündeki istîdatları inkişâf ettirmek isteyen mü’minler için; kritik, hassas, rûhânî ve feyizli vakitlerdir.

SEHER VAKİTLERİNİN RUHANİYETİ

Bir Mevlânâ muhibbi, seher vakitlerinin rûhâniyetini şu şekilde ifâde eder:

“…Derûnî olarak vicdanlardan gelen sesler, mü’mini seher vaktinde ibadete çağırmaktadır. Bu ses, aşk müezzininin okuduğu mânâ ezânının sesidir. Bu ses mü’mine; «Uykudan uyan, çünkü Hakk’a muhabbet uykudan hayırlıdır.» demektedir. Çünkü mü’min, seher vakitlerinde Rabbini zikrederken; gönlünde Hak, hakîkat ve mârifetullah tecellî edecek; namazları ise, mîrâc hâline gelecektir. Rahmetin âdeta tuğyân ettiği bu zamanda uyumak, büyük bir tâlihsizliktir. Nasıl ki on iki aylık bir sene içinde Ramazan ayı mü’minlere rahmet ayı olarak gelmişse, yirmi dört saatlik bir gün içinde de seher vakitlerine âit birkaç saat çok mübârektir. Bu saatlerde Allâh’ın has kulları uyanmışlar, hakîkî mahbûblarını bulmuşlardır.”

Seherlerde rahmet kapıları açılır, uyanık gönüllere “buyrun” denilir. Üstelik bu dâvet, ayların sultânı olan Ramazân-ı Şerîf’in feyiz ve rûhâniyeti ile taçlanmış seherlerde olursa, elbette ecir ve nâiliyetler de o mübârek ayın şânına lâyık bir sûrette tecellî edecektir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları