'Şehirlerin Anası Mekke'nin Fethinin 1390'ıncı Yılı
İslamiyet'in yayılması, cahiliye devrinin sona ermesi ve böylece sağlıklı bir dini hayata geçilmesi açısından büyük önem taşıyan Mekke'nin fethinin üzerinden 1390 yıl geçti.
Son peygamber Hazreti Muhammed'in önderliğindeki İslam Devleti'ne büyük itibar kazandırması, adil bir siyasi ve ekonomik sistemin kurulması açısından büyük önem taşıyan Mekke'nin fethi ile şehirde barış ve huzur hakim kılındı.
Ankara Müftü Yardımcısı Ali Ünal, 11 Ocak 630'da gerçekleşen Mekke'nin fethinin 1390'ıncı yılı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu fethin tarihte eşine az rastlanan ve önemli derslerin yer aldığı bir olay olduğunu söyledi. Hazreti Muhammed'in 53 yıl yaşadığı Mekke'den Medine'ye hicretinin ardından Müslümanlara huzur verilmediğini belirten Ünal, Bedir'de 1000, Uhud'da 3 ve Hendek'te 10 bin kişilik orduya karşı mücadele edildiğini söyledi. Ünal, Hazreti Muhammed tarafından Mekke'nin fethine yönelik hazırlıkların çok gizli yapıldığını anlatan Ünal, "Peygamberimiz Mekke-Medine yolu üzerinde keşif yaptırarak Kureyşlilerin, Müslümanların Mekke civarındaki dağların arkasına ordugahlarını kuruncaya kadar onlara karşı harekete geçildiğine dair bir haber almamalarını sağladı." ifadesini kullandı.
"Gönüller İslam ile şereflendi"
Ünal, muzaffer bir komutan olan Hazreti Muhammed'in çok sevdiği Mekke'yi gurur, sevinç ve gösteriler yaparak fethetmediğine dikkati çekerek şunları söyledi:
"Hazreti Muhammed mütevazı bir insan olarak kan dökmeden, hiç kimseyi esir almadan, ganimetleri paylaşmadan, kimseye el etek öptürmeden, şehri yağmalamadan ve kendisini öldürmek isteyenlerden intikam almadan şehirlerin anası Mekke'yi fethetmiştir. İslam'ın barış dini olduğunu en güzel şekilde kanıtlayan Rahmet Peygamberi'nin, adına yaraşır şekilde gösterdiği hoşgörü aslında bir beldeden ziyade gönüllerin fethini sağlamıştır. Gönüller İslam ile şereflendi. Bu güçlü, hoşgörülü ve merhametli İslam ordusu karşısında düşmanlar ve katı kalpler yumuşamıştır. Mekke huzura kavuştu."
Fethin ardından Mekke'den Medine'ye hicret yolunun da kapandığını hatırlatan Ünal, "Fetih ile Kabe ve etrafı, Peygamberimiz tarafından eskiden olduğu gibi haram (saygın ve dokunulmazlık) kılındı. Peygamberimiz, şehrin güvenliği sağlandıktan sonra idaresini Mekkelilere bırakarak Huneyn'e hareket etti." diye konuştu.
Mekke'nin fethi öncesi ve sonrasında yaşananlar
Mekke'nin fethine zemin hazırlayan gelişmeler, Mekkeli Kureyşlilerin müttefiki Beni Bekir Kabilesi'nin Hudeybiye Antlaşması'na aykırı hareket ederek Müslümanların himayesindeki Huzaa kabilesine saldırmasıyla başladı. Bu olay üzerine Kureyşlilere haber gönderen Hazreti Muhammed, saldırıyı yapan kabileyle ittifakın sona erdirilmemesi durumunda antlaşmanın sona erdirileceğini bildirdi. Hazreti Muhammed komutasındaki İslam ordusu, teklifin kabul edilmemesi üzerine 31 Aralık 629'da savaşa hazırlandı.
Hazreti Muhammed'in "Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz ve hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz" emri ve Fetih suresinin okunmasıyla İslam ordusu Mekke'ye girdi. Çatışmalarda Mekkelilerden 6 kişi öldü, Müslümanlardan ise 2 veya 3 kişi şehit oldu. Hazreti Muhammed Mekke'ye girdiğinde genel af ilan ederek kimseye zarar verilmeyeceğini duyurdu, ardından içinde 360 putun bulunduğu Kabe'ye yönelip tüm putları kırdırdı. Daha sonra Müslümanlar ile Kabe'yi tavaf eden Hz. Muhammed, ilk hutbeyi okuyup namaz kıldırdı.
Müslümanlar, Arap Yarımadası'nda bir güç olarak kabul edildi
Mekke'nin fethini kolaylaştıran zemin Hudeybiye Antlaşması ile atıldı. Bu antlaşma ile İslamiyet diğer kabile, topluluk ile devletlere yayıldı ve Müslümanlar, Arap Yarımadası'nda bir güç olarak kabul edildi. Bölgede adil bir ekonomik sistemin kurulması amacıyla şehir ekonomisi geliştirildi ve ticari açıdan kervan faaliyetlerine bağlılık ortadan kaldırıldı.
İslamiyet'in yayılması, Mekke'de cahiliye devrinin sona ermesi ve böylece sağlıklı bir dini hayata geçilmesi açısından büyük önem taşıyan fetih, şehirde barış ve huzuru hakim kıldı. Öte yandan, Kur'an-ı Kerim'de En'am Suresi'nin 92'nci ayetinde, Mekke-i Mükerreme'ye "Şehirlerin Anası" anlamına gelen "Ümmül Kura" deniliyor.