Şehit Çocuklarının Anısına Fidan Dikiyorlar

Ankara'nın Çubuk ilçesindeki şehit aileleri, 17 yıl önce oluşturdukları "Çubuk Şehitleri Ormanı"nda, çocuklarının doğum ve şehadet yıl dönümleri ile özel günlerde fidanları toprakla buluşturuyor.

Ankara'nın Çubuk ilçesinde şehit aileleri, 17 yıl önce oluşturdukları "Çubuk Şehitleri Ormanı"na çocuklarının doğum ve şehadet yıl dönümleri ile özel günlerde fidan dikiyor.

"Çubuk Şehitleri Ormanı"na fidan diken şehit aileleri, böylelikle hem çocuklarının anısını yaşatıyor hem de doğayı yeşillendiriyor.

Çubuk Terör Mağdurları Derneği Başkanı Zeki Avan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehit anne ve babalarının diktiği fidanlarla alanın yemyeşil hale geldiğini söyledi.

Şehit yakınlarının ormanlık alandaki ağaçlarla çocukları gibi ilgilendiğini vurgulayan Avan, şunları kaydetti:

"Şehit anne ve babaları bizzat geldiler şehit çocuklarının isimlerini bir ömür boyu yaşatabilmek için elleriyle buraya fidanlar diktiler. Yaklaşık 17 yıl önce dikilen çam fidanları bugün iki adam boyu oldu. Şehit aileleri 17 yıl boyunca buraya değişik zamanlarda gelip hem yeni fidanları toprakla buluşturdular hem de bakımlarını yaptılar. Bu fidanları suladılar, evlatlarının hasretini sevgisini bu fidanlarda aradılar. Her şehit için birer fidan ile başladığımız orman oluşturma serüvenimize her yıl doğum, ölüm ve özel günlerinde diktiğimiz yeni fidanlarla binlerce fidana ulaştık. Sonuçta işte gördüğünüz bu büyük ormanlık alana kavuştuk. Bundan sonraki amacımız bu alanı genişleterek daha büyük bir ormanlık alan oluşturmak."

"FİDANLARLA ONU YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUM"

Çocuğunun 25 sene önce şehit olduğunu dile getiren şehit babası Ramazan Gergin, 17 yıldır çocuğunun hasretini ormanlık alanda gidermeye çalıştığını aktararak, "Her sene doğum gününde, şehadet yıl dönümünde, Babalar Günü'nde gelir, buradaki fidanlarının bakımlarını yaparım, yeni fidanlar dikerim. Çocuğumuz şehit oldu ama bu dünyada adına diktiğimiz fidanlarla onu yaşatmaya çalışıyorum." dedi.

Kendilerine ormanlık alanla ilgilenmeyi bir vazife haline getirdiklerini ifade eden şehit babası Bekir Koç da "Temizliğini yaparız, diplerini çapalarız, sularız ve bu şekilde vazifemizi yaparız. Çam da aynı insan gibi ilgi isteyen bir ağaç. Bu nedenle sevgimizi vererek büyütmemiz gerekiyor. Çocuk gibi ilgi isteyerek büyüyor." diye konuştu.

Herkesi fidan dikmeye davet eden şehit babası Beytullah Delimehmetoğlu ise "Buraya gelip fidanlarla uğraşmaktan, yeşillik alanda olmaktan, bakmaktan içim açılıyor, huzur buluyorum. Yemyeşil bir alanımızın olması, şehitlerimizin adının yaşatılması beni çok mutlu ediyor." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.