Şehit Yüzbaşı Muzaffer Kimdir?
Ahmet Muhtar Paşa kimdir? Abdullah Sert Hocaefendi, Hace Musa Topbaş Efendi’nin İslam Kahramanları 3 eserinden Şehit Yüzbaşı Muzaffer’in hayatını ve kahramanlığını anlatıyor.
ŞEHİT YÜZBAŞI MUZAFFER’İN KISACA HAYATI
Mart 1916 tarihinde Irak Cephesi Felahiye muharebesinde boğazından ağır yaralanan 18. kolordu, 51. Tümen 9. alay emir subayı olup adı geçen savaşta kendi alayından bir bölüğe komuta eden İstanbullu Yüzbaşı Muzaffer, hayatının son dakikalarına geldiğini görünce sükûnetle son vazifesini yapmaya başlamış ve konuşamadığından cebinden çıkardığı mektup zarfının üzerine kurşun kalemle önce “Kıble ne yöndedir?” diye yazarak sormuştur.
Milli şeref ve fazileti bulunan ak yüzünü ve pak alnını görevini başaranlara mahsus güzellikle huzur-ı Peygamberîye çevirmiş ve kalbinde- ki şehadeti dille anlatmaya takati olmadığından, kana boyanan o zarfın ortasına okunaklı bir şekilde kelime-i şehadeti yazmış, sonra bu büyük asker, bölüğüne son sözünü söylemek isteyerek aynı zarfın üç yerine, “Bölük intikamımı alsın” cümlesini yazarak, ikisini imzalamış, üçüncüsünü ise imzalayamadan son nefesini vermiştir. Silah arkadaşlarının safları önünde uçmak, bölüğüne kanat gererek gölgesine sığındırmak için yükselmiştir. Bu şehidin ruhunu fatihalarla selamlayalım. Allah Teâlâ’nın, şehitlerin yardımı ve himayesinden herkesi nasiplendirmesini daima dileyelim.
Muzaffer efendinin bu yüce davranışı yani bir Türk subayının örnek maneviyatı olan o kanlı beyaz zarf, askerî Müzeye gönderilmiş, Türk çocuklarına ve gelecek nesillere cevher değerinde bir miras olmuştur.
Yaşayan ölülerin mirasları içinde bu zarf da yaşayacak, daima yükselmeye teşvik ve milletin iftihar etmesi için bir belge olarak kalacaktır. Büyük meydanların büyük imtihanlarında kazanılan bu şehadetnameler, her genci imrendirip, örnek olacak bir etki yapacağı gibi, her babanın kalbinde böyle evlada sahip olma duygusunu yükseltecek, sonunda millet bu yüzden kendi fedakarlığına güvenecektir.
Böylece dînî ve vatanı için ölmek aşkıyla yetişen gençler çoğalacaktır. Ve vatan sevgisi millî terbiyemize esas oldukça yaşama hakkı bizim olacaktır.
Bu husustaki özel görevini yerine getiren 6. ordu sonucu milletin takdirine bırakmıştır.
Umarım ki her edip her yazar bu yüce gayeye hizmete ve merhumu bütün millete tanıtmaya çalışacaktır. Ve yine umarım ki, müdafaa-i millîye cemiyeti bu gazinin fotoğrafı ile zarfını birleştirip büyük levhalar haline getirerek, yüz binlerce duvar levhası şeklinde basacak, her evin duvarına iftiharla asacağı birer ibret levhası yapacak, böylece vatan, millet namına bir hizmette bulunacaktır.
23 Haziran 1332 (11 Temmuz 1916) 6. ordu komutanı Halil. (Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi, c. 22; s. 66)
Şehitliğin yüceliğini Mehmet Akif Ersoy şöyle dile getirmektedir:
Ey şehît oğlu şehît isteme benden makber
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 3, Erkam Yayınları