Ses Kısıklığına Yol Açan 7 Neden!

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. İsmet Emrah Emre ses kısıklığına yol açan 7 nedeni anlattı.

Sesin düzeyinde kısılma, seste çatlamalar, hırıltılı ses veya sesin tamamen kısılması… Seste oluşan geçici veya kalıcı bir değişim olarak adlandırılan ses kısıklığı genellikle nezle, grip veya sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sonrasında geliştiği için daha çok kış aylarında görülüyor. Bu nedenle de çoğu zaman “Nasıl olsa griptendir” düşüncesiyle hafife alıyor ve doktora  başvurmakta gecikebiliyoruz. Oysa ses kısıklığının altında ses tellerinde polip veya nodülden reflüye kadar birçok neden yatabiliyor.

İşte ses kısıklığına yol açan 7 neden:

 1. LARENJİT

Larenjit ses kısıklığının en sık görülen sebebini oluşturuyor ve çoğunlukla nezle, grip veya sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sonrasında ortaya çıkıyor. Bazen ateş ve boğaz ağrısıyla birlikte görülse de, çoğu zaman ağrısız bir ses kısıklığı olarak gelişiyor. Larenjit nedeniyle görülen ses kısıklığında temel problem enfeksiyonun ses tellerinde oluşturduğu ödem oluyor. Ancak bazen üst solunum yolu enfeksiyonunda ikincil gelişen geniz akıntıları ve boğazda gıcıklanmalara bağlı yoğun öksürük ve boğaz temizleme hareketi de ses tellerinde ödeme yol açabiliyor. Larenjit tanısı konulduktan sonra ses istirahati, üst solunum yolu enfeksiyonunun tedavisi ve bol su içilmesi hastalığı geriletiyor. Hastalık gerilemezse hekimi mutlaka bilgilendirmek gerekiyor.

2. SESİN YANLIŞ KULLANIMI

Sesin yanlış kullanımına bağlı olarak gelişen ses kısıklığı genellikle öğretmen ve çağrı merkezi çalışanı gibi sesini çok kullanan bir işte çalışanlarda görülüyor. Uzun süreli veya sık tekrarlayan durumlarda bir K.B. B uzmanına başvurmak gerekiyor. Hekim hastayı sesini daha iyi kullanmayı öğrenmek üzere ses terapisi almak için yönlendirebiliyor. Ayrıca çok fazla bağırarak konuştuktan sonra (maçlarda, yüksek sesli yerlerde) veya çok uzun süre ve sesi dinlendirmeden konuşulduğunda da sesin yanlış kullanımına bağlı ses kısıklığı ortaya çıkabiliyor. Bu tarz ses kısıklıkları geçici oluyor ve bol su ile birlikte ses istirahati ses kısıklığının düzelmesine yardımcı oluyor.

3. SES TELLERİNDE POLİP YA DA NODÜL

İyi huylu ve yayılma göstermeyen kitleler olan polip ile nodüller ses tellerinde gelişiyor ve bu ses tellerin doğru kapanmasına olanak vermiyor. Ağrısız olan bu tarz kitleler bazen öksürükle birlikte kan gelmesiyle kendini gösterebiliyor. Küçük kitlelerde ses kısıklığı geçici ancak tekrarlayıcı olabiliyor. Özellikle sesin yorulduğu, üst solunum yolu enfeksiyonu geçirildiği veya yüksek sesle konuşulduğu zaman ortaya çıkan tekrarlayıcı ses kısıklıklarında polip veya nodül akla gelmeli. Daha büyük kitlelerde ise ses sürekli olarak kısık oluyor veya kalitesi bozuluyor. Her iki durumda da hemen bir K.B.B hekimine başvurmak gerekiyor. Bu gibi durumlarda hekim ses istirahati, reflü tedavisi, ses terapisi veya daha büyük kitleler için cerrahi önerebiliyor.

4. REFLÜ

Mide asidinin yemek borusundan yukarı doğru çıkmasına deniliyor.  Genellikle reflüsü olan hastaların göğüs ve boğaz bölgesinde yanma ile acıma şeklinde şikayetleri oluyor. Böyle durumlarda asidin yukarı çıkıp ses tellerinde hasar oluşturmasına bağlı olarak ses kısıklığı gelişebiliyor. Ancak şikayeti olmayan hastalarda da reflüye bağlı ses tellerinde hasar gelişmiş olabiliyor. Ses kısıklığı sabahları genellikle daha kötü oluyor ve gün içerisinde düzelme eğilimi gösteriyor. Yağlı, baharatlı yemekler, kahve, çay ve asitli içeceklerin tüketilmesi sonrasında reflüye paralel olarak ses kısıklığında artış olabiliyor. Reflü tedavisinde mide asidi düzenleyicileri ve diyet düzenlenmesine başvuruluyor.

5. SİGARA

Sigara içmek ses tellerinde birçok hasara neden olabiliyor. Sigaranın içerdiği toksinler ve yüksek ısıya bağlı ödem, ses tellerini örten dokuda kalınlaşma ve kanser, nodül ile polip gibi kitlelerin oluşumunu kolaylaştırma gibi etkileri mevcut. Sigara aynı zamanda reflüyü de arttırabildiği için ek olarak ses tellerinde reflü hasarı da gelişiyor.

6. SES TELLERİNDE FELÇ GELİŞMESİ

Ses telinde felce bağlı gelişen ses kısıklıkları nadir olarak görülüyor. Cerrahi girişim sonrası gelişebildiği gibi, darbeye bağlı olarak tiroit bezine ait kitlelerde, boyun, akciğer ve beyinde ortaya çıkan kitlelerde de gelişebiliyor. Bazı enfeksiyonlar sinir harabiyeti yaratıp, ses tellerinin hareketinden sorumlu olan sinire hasar verip, ses kısıklığına yol açabiliyor. Aynı zamanda parkinson, alzheimer, ALS gibi nörolojik hastalıklarda da ses telinde felç oluşabiliyor. Ancak ses teli felcinde çoğunlukla hiç bir sebep bulunamıyor. Bu gibi durumlarda ses telinin bir müdahale yapılmadan tekrar hareket etmesi için 12-18 ay bekleniyor. Bazı hastalarda hareketin geri geldiği görülüyor, ancak gelişme olmayanlarda nefes darlığını ortadan kaldırmak veya ses kalitesinde düzelme sağlamak için cerrahi girişim yapılabiliyor.

7. KANSER

Kanser ses kısıklığının en ciddi sebebini oluşturuyor. Ses tellerindeki kanserlerin hemen hepsi sigara içen veya yoğun ikinci derece sigara dumanına maruz kalan kişilerde görülüyor. Sigara içen bir kişide tekrarlayıcı veya sürekli hale gelmiş ses kısılması veya sesin kalitesinde değişme saptanması durumunda hemen bir K.B.B. hekimine başvurulmalı. Ek olarak kansere bağlı ses kısıklıklarında nefes darlığı, boğazda özellikle öksürük ile birlikte kan gelmesi, ağız kokusu ve yutkunma güçlüğü görülebiliyor. Kış aylarında ses kısıklığın yaygın olması, dolayısıyla sigara içen kişinin dikkate almaması nedeniyle tanıda gecikme olabileceği için kanserin büyüme veya yayılma riski olabiliyor. Bu nedenle sigara içen ve sürekli veya tekrarlayan ses kısıklığı sorunu olan hastalarının mutlaka bir hekime danışmaları gerekiyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.