Sevap ve Günah Yazılma İşlemi Kaç Yaşında Başlar?

Sevap ve günah yazılma işlemi kaç yaşında başlar? Amel defteri ne zaman açılır? Kişi dini vecibelerden ne zaman sorumlu tutulur?

Amel defteri, insanların dünyada kabul ettikleri inançlarla, yaptıkları işlerin kaydedildiği ve ahirette kendilerine takdim edileceği bildirilen deftere verilen isimdir.

Kur’ân, “Allah kimseyi gücünün yettiğinden fazlasıyla mükellef tutmaz.” (Bakara Sûresi: 286) buyurmuştur. Güç yetirme sınırı teklif yaşıdır, yani mükellef olma yaşıdır. Peygamber Efendimiz (asm) “güç yetirme” sınırını, yani mükellef olma yaşını şöyle bildirmiştir: “Kalem üç kişiden kaldırılmıştır:

  • Uyanıncaya kadar uyuyandan.
  • Delikanlı oluncaya kadar çocuktan.
  • Akıllanıncaya kadar deliden.”(Tirmizî, Hudud, 1)

İnsanların hayır ile şerri, hak ile bâtılı ayırt edebilmeleri yani akil ve bâliğ olduktan sonra mümkün olduğundan, Rabbimiz mahşerde dünya hayatımızın çocukluk devresinden hesap sormamakta, ancak bâliğ olduktan sonraki günlerimizden başlayarak namaz, oruç gibi ibadet mükellefiyetlerimizi suâl etmekte, böylece dinî mükellefiyetlerimiz büluğ çağından sonra başlamış olmaktadır. Şu kadar var ki, büluğ zamanı tarih olarak kesin değildir. Erkek on iki (12), kız dokuz (9) yaşından başlayarak, on beş (15) yaşlarına varıncaya kadar geçen her ay ve günde büluğa erme hissi teşekkül edebilir. Erkekde ihtilâm olma, kızda ise ay hâli görme şeklinde kendini gösteren bu beşerî ve cinsî hissin başladığı günden itibaren mükellefiyetlerin her biri ayrı ayrı amel defterine ya “yerine getirdi” ya da “getirmedi” şeklinde yazılır.

Çocukta on beş (15) yaşına kadar ihtilam veya âdet dönemi olmaz ise, on beş (15) yaşından sonra hükmen büluğ yaşında sayılır. Bulüğdan sonra her kadın ve erkek mümin için amel defteri artık açılır. Bu yaşa giren çocuklarımız dinin emir ve yasaklarıyla mükelleftirler. Çocuklarımıza sorumluluklarını Peygamber Efendimiz’in (asm), “Müjdeleyiniz. Nefret ettirmeyiniz. Kolaylaştırınız. Zorlaştırmayınız.” (Câmiü’sSağîr, 4/ s.1374 (H. No: 3118)) Emri çerçevesinde hatırlatalım. İhmal ettiklerinde şefkatle ve sabırla onları teşvik edelim.

Allah insanları değişik yapıda yaratmıştır. Bu da mükellefiyet yaşının değişik olmasının bir sebebi olarak gösterilebilir. Ancak ortalamaya tabi tutulduğunda, insanlar hemen hemen yakın dönemlerde büluğ yaşına ermektedir.

BÜLÛĞA ERMEK NE DEMEKTİR?

Bülûğa ermek, çocukluktan çıkıp erginlik çağına girmek, cinsî duygu ve hisler kendisinde başlamış bulunmak demektir.

BÜLÛĞ ÇAĞI NE ZAMANDIR?

Bülûğ çağı, İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre kızlarda 9-15; erkeklerde 12-15 yaşları arası olarak belirlenmiştir. Yalnız İmam-ı A'zam Hazretleri, bülûğ çağının sonu olarak kızlarda 17; erkeklerde ise, 18 yaşını kabul eder.

BÜLÛĞA ERİLDİĞİ NASIL BİLİNİR?

Kişinin bülûğa ermesi erkeklerde ihtilâm denilen cinsî boşalmanın olması; kızlarda ise hayız ve aybaşı adı verilen muayyen hâlin ortaya çıkması ile gerçekleşir.

KAÇ ÇEŞİT BÜLÛĞ VARDIR?

Ay hâli veya ihtilâmla bülûğa ermeye "tabiî bülûğ" denir. Tabiî bülûğ yoluyla rüşdüne eren kişi, bülûğa erdiği andan itibaren mükellefiyet altına girer. Bâzan olur ki, erkek ve kız, yaş olarak bülûğ çağına girdikleri halde, kendilerinde ihtilâm ve ay hâli görülmez (Böyle erkek çocuklara "mürâhik", kızlara da "mürâhika" denilir.)

Bu durumda mükellefiyetin başlangıcı olarak bülûğ çağının sonu kabûl edilen onbeş yaş esas alınır. Yani, onbeş yaşına basan kız veya erkek, henüz tabiî şekilde bülûğa ermemiş olsalar da, artık hükmen bülûğa ermiş sayılır ve teklif altına girerler. Bu şekilde bülûğa ermiş sayılmaya da, hükmî bülûğ denir.

İslam ve İhsan

ÖLEN KİMSENİN AMEL DEFTERİ KAPANIR MI?

Ölen Kimsenin Amel Defteri Kapanır mı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Hocam 12 yasındaki çocuklar kufur etse gunahmi ama daha ergenlige girmemis gunahmi degilmi

    Hocam ben 12 yasindayim kufur etsem gunahmı yoksa ergenlikte gunah oluyor dimi ama ergenliktede Allahtan af dilesem ve tovbe tovbe desem Allah beni affedermi

    Hocam ben 12 yaşındayım eger hocam ergenlik doneminde kufur edersek tovbe tovbe dersek Allahtan af dilersek Affedermi Allah bizi

    Hocam size birsey sorucam obur dunyada yani cennette telefon varmı iphone 11 istesek gelirmi aklımiza ne istesek gelirmi

    Merhaba hocam ben 12 yasindayım günahlarım benim kac yasında başlıyor

    arkadaşlar 15 yaşından sonra lütfen günah işlemeyelim ve ALLAH da bizi CENNETE koyar İNŞALLAH diyorum AMİN

    12 yaşında büyük günah işlersek sayılıyor mu

    Ben 11 yaşındayım galiba sayılmıyor

    Ben 10 yaşındayım günahlarım sayılmaz herhalde ama kaç yaşında basliyo günahların sayılması

    • 15 Yaşında başlıyormuş

    • BENDE 10 YAŞINDAYIM DAHA GÜNAHLARIMIZ YAZILMAZ İNŞALLAH

    Merhaba hocam ben 12 yaşındayım günah yazılıyor mu

    • bende 12 yaşındayım bilmiyorum... belki farkında olmadan büyük günah işledim umarım sayılmıyordur şimdi bilinçlendim çünkü

    Hocam iyi günler oğlum oruç tutuyor 10 yaşında fakat tirnaklarini benim o kadar uyarmaya rağmen bazen bilerek yada bilmeyerek, yemiş orucu zay olmusmmudur çok üzgünüm bu durum icin

    Hocam ergenlikten önce zina yapmak günah mıdır? sonradan çok pişmanlık duymak ve tövbe etikten sonra

    12 yaşındayım günahlar sayılır mı namaz kılma zorunluluğu var mı

    Kız çocukları 11 yaşında yalan söylerse günaha girer mi hocam

    • 15 diyordu ama sen ginede hocaya sor

    Ben 10 yaşındayım günahlarım yazılyomu

    Ben 12 yaşındayım günahlarım var mıdır

    Ya benim bi arakadasimvar cok lüfur ediyor sanalda 13 yaşın da ve günaha girihormu nebyapabilirim

    Ergenlikten önce büyük günahlar sayılır mı hocam?

    • Sayılmaz, çünkü bu zamanlardan önce bireyin iradesi daha olgunlaşmamıştır.

    • Allah bilir ama yinede herhelde daha küçük ve çocuk olduğumuz için günah olmaz

    Ben 11 yaşımdayım ve kızım acaba günahlarım sayılıyo mı?

    • kızların günahı 12 yaşında başlıyo erkeklerin 15

    Ben 10 yaşındayım ve kızım günahım varmıdır

    Ben 10 yaşındayım 11 girecem günahım yok mu hiç suanda

    • 15 yaşı diyodu

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.