Sevdiklerinden İnfak Edebilmenin Fazileti

İslam’da en sevdiğimiz şeylerden infak edebilmenin fazileti.

Sevdiklerimizden infak etmenin fazileti ile ilgili Âl-i İmrân suresi, 92. ayetinde şöyle buyrulur:

“Sevdiğiniz şeylerden infâk etmedikçe aslâ “birr”e (yâni hayrın kemâline) eremezsiniz! Her ne infak ederseniz, Allâh onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmrân, 92)

SEVDİĞİMİZ ŞEYLERİ İNFAK ETMENİN FAZİLETİ

Kur’ân-ı Kerîm’de “birr” diye tâbir olunan, “sevdiklerinden infâk edebilmek” fazîleti de tıpkı îsâr gibi yüksek seviyedeki bir infâk keyfiyetidir.

Ahlâkî fazîletlerin hepsinde ideal bir nümûne olan Allâh Rasûlü (s.a.s.), hiç şüphesiz bu hususta da kâbına varılmaz bir zirve şahsiyettir. O’nun küçücük bir şeyde bile mü’min kardeşini kendi nefsine tercih etmek husûsundaki hassasiyetinden bir misal şöyledir.

Bir gün Allâh Rasûlü (s.a.s.), bir misvak dalından iki misvak yaptı. Misvakların birisi eğri, diğeri düz ve güzel idi. Resûl-i Ekrem (s.a.s.), misvakların güzel olanını yanındaki sahabisine verdi ve eğri olanını kendisine ayırdı. Sahabî:

“Bu güzel misvak size yakışır Yâ Rasûlallah” deyince, Resûl-i Ekrem (s.a.s.):

“Bir saat de olsa, bir kimse ile arkadaşlık edene, arkadaşlık hakkına riâyet edip etmediği sorulur.” buyurdu ve bu hakkın îsâr ve birr anlayışı ile, yani mü’min kardeşini kendi nefsine tercih edip sevdiğinden infâk etmekle ödeneceğini anlatmış oldu. (İhyau Ulûmiddîn, c. 2, s. 435)