Şeyh Şamil İstanbul Ziyaretinde Ne Yaptı?
Şeyh Şâmil’in İstanbul ziyareti nasıl gerçekleşti?
Abdülazîz Hân’ın siyâsî emelleri içinde Türkistan bile vardı. Oraya el atmış, İran ve Türkistan’da Türk unsurlar için Türkçe eğitim yapan mekteplerin açılmasına âmil olmuştur.
Donanmasının Kızıldeniz’deki bölümü, Endonezya’yı ezmeye giden İngiliz donanmasının önünü kesmiş, onu geri dönmeye mecbur bırakmıştı. Gerçekten de denizciliğe o kadar ehemmiyet vermişti ki, onun zamanında Fransız gemilerinin Haliç tersanesinde muvaffakıyetle tâmirinden dolayı 3. Napolyon bir teşekkür mektubu göndermiştir.
Bu durum, Osmanlı’nın hasta adam diye ifâdelendirildiği bir devirde bile gösterdiği kudret ve muvaffakıyetin şâhâne bir misâlidir. O böylece hâlâ “devlet-i ebed-müddet” diye yâd olunmaya lâyık bir devlet olduğunu göstermişti.
Sultan Abdülazîz’in saltanat yıllarında, otuz sene müddetle Ruslar’a kan kusturmuş ve nihâyet teslim olmak zorunda kalmış bulunan Şeyh Şâmil Hazretleri, hac için Çar’dan izin almış ve İstanbul’u ziyârete gelmişti. Sultan, sarayda birçok hazırlıklar yaptırmış, bütün İstanbul’u büyük bir sevinç kaplamıştı. Herkes sâhile toplanmıştı. Rus vapuru Dolmabahçe önünde demirlediğinde, Sultan Abdülazîz’in saltanat kayıkları, İmam Şâmil’i ve âile efrâdını saraya getirdiler. Abdülazîz Han, onu sarayın kapısında karşıladı ve büyük bir hürmetle:
“–Babam kabrinden kalksaydı, ancak bu kadar sevinebilirdim!” diyerek birçok iltifatlarda bulundu.
Sultan Abdülazîz, Dağıstan Arslanı İmâm Şâmil’in emrine İstanbul’da konaklar tahsis etmiş, onu ve maiyyetindekileri izzet ve ikrâm ile İstanbul’da alıkoymak istemişti. Fakat İmâm Şâmil, âhir ömrünü Medîne-i Münevvere’de geçirmek arzusunu izhâr etti. Bunun üzerine Rusya’dan gerekli müsâade alındı ve Dağıstan Arslanı Hicâz’a yolcu edildi.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yayınları
YORUMLAR