Seyr-u Sülûke Girmiş Biri Televizyon İzleyebilir mi ve Televizyona Çıkabilir mi?
Tarîkatta seyr-u sülûke girmiş birisinin televizyon seyretmesi ve televizyona çıkması doğru mudur? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...
Televizyon çağdaş bir iletişim ve etkileme aracı olup gücü herkesçe bilinmektedir. Maalesef bugün önemli ölçüde şerr yollarda kullanılmaktadır. Ama kötülük televizyonun bizzat kendisinden değil, programlarından kaynaklanmaktadır.
Tasavvufî telâkkîye göre kalb ve zihni en çok meşgûl eden, gözle görülen şeylerdir. Kalbin zikre yoğunlaşabilmesi için nazar ber-kadem; yâni bakışları ayak ucuna yoğunlaştırıp sağa sola bakınmamak tavsiye edilmiştir. Bunun amacı kalbi meşgûl edecek şeylerin göz aracılığı ile kalb ve zihne girmesini önlemektir. Bu bakımdan da seyr u sülûke girmiş bir kimsenin televizyon seyretmeyi azaltması elbette yararlıdır.
Televizyona çıkmak meselesine gelince, televizyona çıkan bir tarîk mensûbu herhâlde ümmete yararlı şeyler söylemek üzere çıkacaktır. Eğer öyleyse mesele yok. Ama başka amaçlarla ve mâ-lâ-yâni için çıkacaksa elbette zararlıdır. Burada önemli olan program, söylenen söz ve verilen mesajdır.
Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları