Şeytan ve Siyonist Yahudilerin Ortak Özelliği
Abdullah Sert Hocaefendi, şeytanın ve siyonist Yahudilerin ortak özelliğine değinerek neden ilahi azaba uğradıklarını, Gazzeʼde yapılan zulümlere karşı Müslümanların alması tavrı anlattı.
ŞEYTAN VE SİYONİST YAHUDİLERİN ORTAK ÖZELLİĞİ
Birçok âyet-i kerîmede insanoğluna “apaçık bir düşman” olduğu bildirilen iblis,[3] vaktiyle çok yüksek bir ilim, makam ve mevkî sahibi idi. Bir kanaate göre; meleklerin hocasıydı, göklerde ve yerde Allâhʼa secde etmedik bir karış yer bırakmamıştı. Fakat cin tâifesinden olması sebebiyle, o da nefis sahibiydi. Cenâb-ı Hakkʼın ona ilâhî bir imtihan maksadıyla verdiği nîmetlere mağrur olarak Hazret-i Âdemʼi küçümsedi, kendini beğendi, Cenâb-ı Hakkʼın emrine âsî oldu.
Gurur, kibir ve enâniyet, mânevî hayatın kanseridir, birçok günahın kaynağıdır. Zira kibre kapılan insanlar âdeta ahmaklaşır, nâdanlaşır, ilâhî hakîkatlere karşı sağır ve âmâ kesilirler. Bunlar, nefs-i emmârenin girdabında ömür süren canlı cenazeler gibidir ki her şeyi alık ve abus bir çehre ile seyrederler.
Şeytan da Hazret-i Âdemʼe saygı secdesinde bulunulmasına dâir ilâhî emri duyduğu hâlde, bunu gururuna yediremeyip nâkıs aklıyla güyâ bir mantık yürüttü. Suçuna kılıf uydurmak için; “Beni ateşten, onu ise topraktan yarattın, ben ondan üstünüm!” diyerek ilâhî emre îtiraz etti. Böylece, yaratılıştan gelen hususiyetlerle övünüp başkalarına üstünlük taslamaya dayanan ırkçılık iptilâsının da atası olarak ilâhî lânet ve gazaba uğradı.
Dinler tarihinde de bu kibrin âdeta ete-kemiğe bürünerek müşahhas hâle geldiği topluluk, şüphesiz ki kendilerini “seçilmiş millet” ve “Allâh’ın sevdikleri” olarak görüp kendilerinden olmayanları aşağılayan, onlara her türlü zulüm, haksızlık, ezâ ve cefâyı revâ gören siyonist Yahudîlerdir.
Bugün Filistin ve Gazzeʼde yaptıkları zulümlerin, işgal ve haksızlıkların, işledikleri insanlık suçlarının, artık insanlıkla îzah edilemeyecek bir vahşet, katliam ve soykırım raddesine geldiğini, yeryüzündeki bütün vicdan ve insaf sahipleri görmektedir.
Yeri gelmişken şunu da ifade edelim ki; günümüzde Yahudî sermayesine ait bazı firmaların pahalı ürünlerini, sırf marka ve moda düşkünlüğüyle satın almak da bu vahşetlere dolaylı yoldan destek vermek mâhiyetindedir. Müʼminler olarak bu gafletten de titizlikle sakınmalıyız.
Vaktiyle peygamberleri katledecek kadar ileri giderek tıpkı şeytan gibi lânetlenmiş olan, kendi hayallerini gerçekleştirmek için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyecek kadar kibirden gözü dönmüş bulunan bu eli kanlı kavim, tarih boyunca birçok defa kahr-ı ilâhîye uğramasına rağmen yine de akıllanmamış, günümüzde aynı azgınlıklara yeniden dönmüştür. Zira Ahmed bin Hanbel Hazretleriʼnin buyurduğu gibi;
“Kibir taşıyan kafada, akla rastlayamazsınız!”
Nitekim, gurur ve kibir şaşkınlığıyla âdeta aklı perdelenen şeytan da kendini beğenerek Allah Teâlâʼya karşı cidâlde bulunacak kadar ahmaklaşmış, şımarıp haddini aşmıştı. Sahip olduğu engin ilmi, yüksek mevkii, çok güvendiği aklı ve zekâsı, hiçbir işine yaramamış, onu ilâhî gazaba ve lânete uğramaktan kurtaramamıştı.