Sıcak Hava Erken Doğuma Neden Oluyor

Uzmanlar, aşırı sıcaklara dikkat etmeyen annelerin erken doğum riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.

Aşırı sıcaklıklardan en çok etkilenenlerin başında anne adayları geliyor. Gebelik döneminde artan metabolizma hızının vücut ısısını yükselttiğini, buna bir de hava sıcaklığı eklenince gebelerin iyice zorlandığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nazmiye Şentürk, hamilelikte sıcaklarla başa çıkmanın yollarını anlattı. Şentürk,“Yaz döneminde anne adaylarının yaşadığı sıkıntıları, sıcak basmaları, avuç içi ve ayak tabanlarında terlemeler, uykusuzluk, alerjik problemler, nefes darlığı, halsizlik, bulantı ve kusma olarak genelleyebiliriz. Bu sıkıntılar yaz aylarında ise daha ağır geçer. Bilhassa gebeliğin son 3 ayının yaz aylarına denk gelmesi şikayetleri daha da rahatsız edici bir şekilde ortaya çıkmasına sebebiyet verir. Aşırı sıcaklıkların verdiği çaresizlik anne adaylarını doğum ile ilgili endişelerini daha da artırır" ifadelerini kullandı.

SUSUZLUK ERKEN DOĞUMA NEDEN OLUYOR

Şentürk, yüksek sıcaklıklarla başa çıkmanın yolunun bol su içmekten geçtiğine dikkat çekerek, "Gebelikte vücudun susuz kalması, rahimde kasılmalara ve doğum sancılarına, hatta erken doğuma bile sebebiyet verebilir. Bu yüzden hamileler için bol sıvı tüketilmesi hayati önem taşıyor. Ancak sık idrara çıkartarak sıvı kaybına sebep olan çay ve kahveden uzak durulmalı. Vücutta şişliği artıran gazlı meşrubatlar da bu dönemde uzak durulması gereken içecekler arasında yer alıyor. Hamilelik için en uygun içecek ise su. En az günde 8-10 bardak su içilmesi gerekiyor. Buzlu nane ve limon aromalı içecekler de içilebilir” diye konuştu.

HAMİLELİKTE NASIL GİYİNMELİ?

Hamilelerin vücudunu serin tutacak kıyafetleri tercih etmesi gerektiğini vurgulayan Nazmiye Şentürk,“Hamilelikte kan dolaşımını engellemeyen pamuklu keten materyalden yapılmış rahat kıyafetler tercih edilmelidir. Açık renkli kıyafetler güneş ışınlarını yansıttığı ve vücudu serin tuttuğu için hamilelerin gardıroplarında yerlerini almalı. Naylon ve vücudu saran giysiler vücut ısısını artırdığı için giyilmemeli. Alçak topuklu spor ayakkabılar tercih edilmeli” ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.