Sıcak Hava Stresi Artırıyor

Aşırı sıcak ve nem vücut ısısının yeterli düzeye düşmesine engel olarak; stres, keyifsizlik ve tahammülsüzlük gibi sonuçlara yol açıyor.

Aşırı sıcaklar sosyal hayatı olumsuz etkilerken çalışma hayatında da konsantrasyon bozukluğu gibi sorunlara neden oluyor. Stres, uykusuzluk gibi sonuçlardan kurtulmak için yapılması gerekenleri Uzman Psikolog Meral Sarıkaya anlattı.

Sarıkaya, aşırı sıcakların ve nemin iş hayatında konsantrasyon ve odaklanma sorunlarına yol açabileceğini kaydetti. Konsantrasyon ile fiziksel şartlar arasında çok yakın bir ilişkinin bulunduğunu belirten Sarıkaya, sıcak hava, uykusuzluk gibi durumların çalışma hayatında önemli sorunları beraberinde getirdiğini söyledi.

AŞIRI SICAĞIN VÜCUDA ETKİLERİ

Aşırı sıcak havanın tüm canlılar üzerinde negatif bir etkiye neden olduğunu ifade eden Sarıkaya, şunları söyledi:

"Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmakta, kalp atışı hızlanmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Yine ortamdaki nem oranı yüksek ise terleme suretiyle vücut ısısı yeterli düzeye düşmeyebilir. Bunlar da beraberinde stres, keyifsizlik, tahammülsüzlük, öfke gibi duygusal alanda tetiklenmelere yol açabilir. Ayrıca gece uyku kalitesini düşürebileceğinden keyifsizlik, yorgunluk, bitkinlik gibi faktörler de bunlara eklenebilir.”

VÜCUT ISISINI DENGELEMEK ÖNEMLİ

Sarıkaya, çalışılan ortamdaki sıcaklığın dengelenmesi gerektiğini de belirterek, "Dolayısıyla çalıştığımız ortamın sıcaklığını konsantrasyon ve dikkatimizin verimli olabileceği bir ölçüde tutmak, vücut ısısını dengelemek noktasında bol sıvı almak olumsuz etkileri azaltmada etkili olacaktır. Böylece sıcak hava koşullarının çalışma yaşamımızı olumsuz yönde etkilemesinin önüne geçebiliriz” dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.