Şiddet Neden Artıyor?

Çağın “gizli tehlikesi” olarak görülmeye başlanılan internet ve internet oyunlarının, kullanım alışkanlıklarını bağımlılığa dönüştürdüğü ve şiddet eğilimini artırdığı bildirildi.

Psikiyatr Burak Toprak, internetin önemli gereksinimlerinden biri olduğunu ancak faydalarının yanında kötüye kullanım ve bağımlılık oluşturma riskini de beraberinde getirdiğini belirtti.

Kişilerin internet bağımlılığı olup olmadığının çeşitli şekilde öğrenilebileceğine dikkati çeken Toprak, bu nedenleri şöyle sıraladı:

“İnterneti ilk kullanmaya başladığı zaman ile karşılaştırıldığında şu anki kullanım süresinin artması, internete bağlı olmadığı zamanlarda kişinin sosyal yaşamdan geri çekilmesi veya içine kapanması, internet kullanımı yüzünden eğitim, iş veya kariyer fırsatını riske atması, internette daha fazla zaman geçirmek için ailesine ve arkadaşlarına yalan söylemesi, kendini soyutlaması, onlardan uzaklaşması, internet kullanımını gerçek hayat problemlerinden bir kaçış gibi görmesi, internet kullanımını kesmeye veya harcadığı zamanı düşürmeye çalıştığında kişinin huzursuz hissetmesi ve daha çabuk sinirlenmesi, internet kullanımını kontrol edememe gibi belirtiler kişilerde bağımlılık geliştiğinin göstergelerindendir. Eğer bir birey 12 ay boyunca bu belirtilerin üç veya daha fazlasını gösteriyorsa bu kişide internet bağımlılığı olduğu düşünülmektedir. Ancak, bu belirtileri 12 aydan kısa bir sürede gösteriyorsa bağımlı olarak adlandırılmaz.”

“OYUNLAR CİDDİ PROBLEMLERE NEDEN OLUYOR”

Psikiyatr Burak Toprak, oyunların içeriklerinin de önemli sorunlara yol açabildiğini söyledi.

Oyunun şiddet içeren sahnelerinin fazla olması ve oyun içerisinde uygulanan şiddetin karşılığında ödül olmasının beynin oyuna bağımlı hale gelmesine yol açtığını vurgulayan Toprak, şöyle devam etti:

“Böylelikle haz yaşamak isteyen beyin şiddete eğimli hale gelmektedir. Hazzı bekleme ya da erteleme fikri çocukta anksiyeteye ve korku hissinin oluşmasına neden olmaktadır. Anne ve babalarından sevgi alacakları dönemde çocukların şiddet içerikli oyunlar oynaması ya da izlemesi, saldırganlığa meyillerinin artmasına yol açmaktadır. Aynı zamanda şiddet içeren oyunlar, çocukların gündelik yaşamında, şiddete eğilim göstermesine neden olmaktadır ve bu çocuklar saldırganlıktan zevk almaktadır. Bu oyunlar sadece şiddet değil, hırs ve mutluluk duygusunun tatminini de sağlar. Stratejiye dayalı savaş ve şiddet oyunlarını oynayan bir çocuk, o oyunda başarılı olursa kazanma duygusunu tadacak ve mutlu olacaktır. Çocuk aslında bunu otomatik bir bilgisayar ortamında çok da çaba harcamadan elde eder. Çocuk oyunda başarılı olamazsa fazlasıyla hırslanır ve tekrar dener. Başaramaz ise tekrar dener… Her seferinde ‘game over’ yazısını görerek oyun tarafından reddedilen bir çocuk, hırs gibi genellikle zarar veren bir duyguya ilaveten öfke hissedecektir. Çünkü reddedilmişlik, öfkeyle sonuçlanır.”

“DÜŞMANLIK DUYGULARINI BESLEMEKTE”

Toprak, şiddet içerikli oyunların düşmanlık duygularını tetiklediğini ve oyun başında geçirilen zamanın obezite riskini artırdığını vurguladı.

Burak Toprak, şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının diğer zararlarına da şöyle değindi:

“Düşmanlık duygularını beslemekte, kaygı düzeyinde artışa neden olmaktadır. Bu oyunlar fiziksel güç kullanımında artışa yol açmaktadır. Günlük hayatta, mutsuz edici olaylara daha saldırgan tepkiler vermeye sebep olmaktadır. Sosyal davranışlarda azalma söz konusudur. Şiddet içerikli oyunlar ile geçirilen zaman arttıkça obezite riski de artmaktadır. Bilgisayar başında geçirilen zaman artıkça akademik başarıda azalma görülmektedir.”

Toprak, zihinlerde kişiyi yanlış yönlendirecek değişimlere yol açan oyun bağımlılığı konusunda ailelere de önemli görevler düştüğünü belirtti.

Ebeveynlerin sohbet ederek ve zaman ayırarak çocuklara ne kadar önemli olduklarını hatırlatmaları gerektiğini vurgulayan Toprak, şunları kaydetti:

“Bilgisayar kullanımı konusunda özellikle çocuk ve gençleri doğru bir şekilde eğitmeliyiz. Bilgisayar kullanım sürelerine müdahale edilebilmeli, bilgisayarlarında hangi programların veya oyunların yüklü olduğu kontrol edilebilmeli, evde bilgisayarın yeri kolay görülebilir şekilde düzenlenmelidir. Özellikle küçük çocukların, gerek televizyon izlerken gerekse bilgisayarda oyun oynarken mümkün olduğunca yalnız bırakılmaması gerekir. Bedensel gelişimi desteklemek amacıyla bilgisayar oyunu oynamak yerine, ailelerin çocuklarıyla kitap okuma, parka gitme, somut oyunlar oynama gibi etkinlikler yaparak nitelikli zaman geçirmeleri önemlidir.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.