Sigara İçenlerin Çocukları Bağımlı Olur mu?

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emrah Can, “Anne-babanın sigara içtiğine şahit olmuş bir çocuk, sigara içmeyi rol model olarak almaktadır.” dedi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emrah Can, “Anne babanın sigara içtiğine şahit olmuş bir çocuk, sigara içmeyi rol model olarak almaktadır. Araştırmalar, sigara içen ebeveynlerin çocuklarının, içmeyenlere oranla bağımlı olma riskinin yüzde 50 daha fazla olduğunu göstermektedir.” dedi.

Can, sigaranın tüm dünyada önlenebilir en büyük hastalık ve erken ölüm nedeni olduğunu vurguladı.

Türkiye’de sigara içme oranının toplamda yüzde 31,6 olduğunu dile getiren Can, “Her 5 babanın 2’si ve her 5 annenin 1’i sigara içmektedir. Sigara içenler, genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde sigara kullanmaya başlamakta ve bunların yüzde 90’ı, 18 yaşına kadar en az bir kez sigara içmeyi denemektedir.” dedi.

Çocukların, erişkinlerin söylediklerine değil, yaptıklarını modellemeye eğilimli olduğuna dikkat çeken Can, “Anne babanın sigara içtiğine şahit olmuş bir çocuk, sigara içmeyi rol model olarak almaktadır. Araştırmalar, sigara içen ebeveynlerin çocuklarının, içmeyenlere oranla bağımlı olma riskinin yüzde 50 daha fazla olduğunu göstermektedir.” diye konuştu.

“SİGARAYA MARUZ KALMA, ÇOCUKTA HORLAMA RİSKİNİ ARTIRIR”

Anne-babaların çocuklarının yanında sigara içerken bir kere daha düşünmeleri gerektiğini vurgulayan Can, çocukların sigara dumanına maruz kalmalarının ise çocukta horlama riskini artırdığını söyledi.

Can, bazı anne-babalar için çocuklarda horlamanın önemli görülmediğini ama uyku apnesi oluşumunda horlamanın ilk adım olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

“Uyku apnesi, sonrasında yüksek tansiyon, felç ve kalp hastalığıyla bağlantılıdır. Bu çocuklar büyüdüklerinde yıllarca sigara içmiş anne-babaları gibi kronik obstrüktif akciğer hastalığından (KOAH) ölüm riskine sahiptir. Ayrıca sigara dumanı, çocuklardaki tansiyonu artırarak damarın iç yapısında da bozulmalara neden olabilmektedir. Sık geçirilen üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, orta kulak iltihabı, astım ve ani bebek ölümü sendromu gibi birçok hastalık ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi davranışsal sorunlar ile sigaranın ilişkisi bildirilmektedir.”

“SİGARANIN ZARARLARI TÜM AİLE BİREYLERİNE YANSIR”

Hamilelerin sigara kullanımının bebek için son derece zararlı olduğunu, gelişme geriliği, düşük tartılı doğma ve bebekte horlama gibi sonuçlara yol açtığını anlatan Emrah Can, anne ve babaların evlerinde ve arabalarında asla sigara içmemeleri gerektiğini belirtti. Can, şunları kaydetti:

“Ebeveynlerin, ziyaretçilerin de evde sigara içmesine izin vermemeleri, dışarıda sigara içiyorlar ise çocuklarla birlikte olmadan önce kıyafetlerini değiştirmeleri, ellerini yıkamaları gerekmektedir. Anne-babanın çocuklarının sağlığı için yapabileceği en iyi şey, bu alışkanlığı bırakmaktır. Zararın tüm aile bireylerine yansıdığı, bırakma kararında göz önünde bulundurulmalıdır. Ülkemizde eğitilmiş danışmanların görev yaptığı sigara bırakma merkezleri, sigarayı bırakma telefon hattı ALO 171, bu konuda anne babalara yardım etmekte ve gerektiğinde ilaç ve yerine koyma tedavisi ile bu süreçte yardımcı olmaktadır.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.