Sığınmacıların Yeni Durağı Bosna

Balkan rotasının 2016 yılında kapatılmasının ardından yasa dışı yollardan Batı Avrupa ülkelerine ilerlemeye devam eden sığınmacılar, son dönemde Bosna Hersek’e yöneldi.

Ortadoğu ülkelerinde devam eden savaş ve çatışmalar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan ve daha iyi bir yaşam umuduyla Batı Avrupa ülkelerine ulaşmak isteyen sığınmacıların yeni durağı Bosna Hersek oldu.

SIĞINMACILARIN YENİ ROTASI

Balkan rotası olarak da bilinen Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Hırvatistan hattının 9 Mart 2016'da kapatılmasının ardından yasa dışı yollardan Batı Avrupa ülkelerine ilerlemeye devam eden sığınmacılar, son dönemde alternatif güzergah olarak gördükleri Bosna Hersek’e yöneldi.

Bosna Hersek'in Hırvatistan sınırına yakın şehirlerine yönelen sığınmacılara, son günlerde başkent Saraybosna sokaklarında da sıklıkla rastlanmaya başladı. Daha önce bazı imamların, soğuktan korunmak için camilerde kalmalarına izin verdiği sığınmacıların sayısı son günlerde artınca birçok kişi ve kurum yardım için seferber oldu.

Saraybosna yakınlarındaki Semizovac beldesinde sığınmacıların kullanımına açılan bir evde Suriye, Afganistan ve Libya'dan 35 kişi kalıyor.

Afganistanlı Yasir Miakheil (18), evinden üç yıl önce ayrıldığını belirterek, “Önce İran, ardından Türkiye ve Yunanistan'a gittim. Amacım İrlanda'daki akrabalarımın yanına gidebilmek. Bosna Hersek'e de Sırbistan üzerinden geldim.” dedi.

Bosna Hersek'e 10 gün önce geldiğini anlatan Miakheil, burada insanların kendilerine yardım ettiğini söyledi.

“GERİYE SADECE İSMİ KALDI”

Suriyeli Fela Ahmed de Halep’teki evinden üç ay önce ayrıldığını belirterek, “Halep yok edildi, geriye sadece ismi kaldı.” dedi.

Bosna Hersek’ten Slovenya’ya gitmek istediğini aktaran Ahmed, “Burası güzel bir ülke, ancak bizim için imkanlar kısıtlı. Kaldığımız yer özel bir mülkiyet. Yeterince yiyecek, giyecek ve sağlık hizmeti alamıyoruz.” diye konuştu.

“BİZ DE SIĞINMACIYDIK”

Evde kalan sığınmacılara yardım eden Husejin Sarajlic, ”Önemli olan bu insanların aç kalmaması. Bosna Hersek’e son dönemde çok sayıda sığınmacı geldi. Biz de bir zamanlar sığınmacıydık. Onlara yardım etmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Bosna Hersek'te faaliyet gösteren Pomozi.ba isimli yardım kuruluşundan Elvir Karalic de son dönemde başkentte sayıları artan sığınmacılara yardım için seferber olduklarını belirterek, sığınmacı merkezinde yer olmadığı gerekçesiyle açık alanlarda kalan bu kişilere yiyecek yardımı yaptıklarını söyledi.

Bosna Hersek’e girdikten sonra yasal prosedür gereği sığınma talebinde bulunan bu kişiler, bir süre sığınmacı merkezinde kaldıktan ve ülke sınırları içinde serbest dolaşabilecekleri belgeleri aldıktan sonra merkezden ayrılıyor.

Aldıkları belgelerle rahatlıkla ülke içinde seyahat edebilen sığınmacıların en yoğun görüldüğü yerler ise Hırvatistan sınırına yakın şehirler.

Son günlerde gözle görülür bir şekilde artan sığınmacı sayısı Bosna Hersek Bakanlar Konseyi Başkanı Denis Zvizdic’in de gündemindeydi. Zvizdic, sığınmacıların camilerde ve evlerde kaldığından haberdar olduklarını belirterek, bu kişilere ellerinden geldiğince insani yardımda bulunacaklarını aktardı.

Bosna Hersek'in binlerce sığınmacı kabul etme kapasitesi olmadığını vurgulayan Zvizdic, “Zaten onlar burada kalmak değil, Avrupa ülkelerine gitmek istiyor. 100 civarında sığınmacıyı kabul edecek merkezlerimiz var.” dedi.

Zvizdic, sığınmacı sayısının artması nedeniyle uluslararası kuruluşlardan yardım isteyeceklerini, bu sayının 20 bine çıkması halinde AB'den yardım isteyeceklerini söyledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.