Siirt'te 895 Yıllık Ulu Cami'nin Silueti Ortaya Çıkacak

Siirt'te, Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşıyan 895 yıllık ata yadigarı Ulu Cami, "1. Etap Kentsel Dönüşüm Projesi"nin tamamlanmasıyla kentin birçok yerinden görülebilecek.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ve Siirt Valiliği iş birliğiyle yürütülen ve Karakol Mahallesi'ni kapsayan projenin birinci etap yıkım çalışmalarında sona gelindi.

Proje kapsamında Ulu Cami çevresinde kötü görünüme neden olan yapılar kaldırılarak, Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşıyan ata yadigarı caminin Güres Caddesi'nden görünürlüğü için meydan ve sokak çalışmaları yapılacak.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Raci Bülbül, yıkım çalışmalarında sona yaklaşılan Kentsel Dönüşüm Projesi'nin birinci etap yapımına yakın zamanda başlanacağını söyledi.

Projenin şehre mimari açıdan güzel bir görüntü kazandıracağı gibi ata yadigarı caminin siluetinin de görünürlüğünü sağlayacağını vurgulayan Bülbül, yer hizasından yaklaşık 4 metre aşağıda olan cami zemininin önünün tamamıyla açılmasını planladıklarını belirtti.

Bülbül, projede hukuksal bazı problemler olduğunu, onları ve arsa sahiplerinin mülkiyet sorunlarını çözdükten sonra 29 binadan 28'inin yıkımının gerçekleştiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Bir ay içinde bunları yıktıktan sonra yapım sürecine başlanacak. Mahallede büyük bir meydan olacak. Ulu Cami'nin güzelliği ortaya çıkacak ve Siirt'in çehresi değişecek. Birinci etabın ardından ikinci, üçüncü ve dördünce etap projeler devam edecek. Aydınlar Caddesi'ne ulaşacağız ve Siirt'in yürüyüş yolu olan Güres Caddesi'nden bakıldığında, o yürüyüş yolundan Ulu Cami minaresi görülecek diye planladık. Böylelikle hem Selçuklular döneminden kalma en büyük eserlerimizden olan cami ortaya çıkacak hem de birinci derece deprem bölgesinde ve depremleri yaşayan bir kent olarak eski binalar yıkılıp yenilenecek."

- "Kentsel dönüşümle caminin güzelliği daha da ortaya çıkacak"

Ulu Cami imamı Nezir Obut da caminin girişindeki kitabeye göre 1129'da yaptırılan caminin Siirt'te önemli eserler arasında yer aldığını kaydetti.

Caminin, dikdörtgen prizma kaide üzerine yuvarlak gövde mimarisi ile inşa edildiğini, yukarıya doğru incelen bir minaresinin bulunduğunu belirten Obut, "Dıştan kesme taş, içten ise etrafı Horasan harcı ile derz yapılan yığma taşlarla inşa edilmiş cami ve minare zemini, zamanla mevcut alanın zemininden 10 metre aşağıda kalmış. Caminin görünürlüğünü sağlamak için çevresindeki yapılar ve kötü görünüme neden olan alanlar kaldırıldı. Kentsel dönüşümle caminin güzelliği daha da ortaya çıkacak." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.