Simge Camileri Deriye Resmeden Müezzin, Yurt Dışında Sergi Açmak İstiyor

İslam mimarisinin simge eserlerinden 50 camiyi deri üzerine çizen müezzin Naci Barışan'ın hedefi, önce Türkiye'de ardından yurt dışında sergi açmak.

Ankara'nın Mamak ilçesinde yaşayan Naci Barışan, ortaokul yıllarından itibaren hat, tezhip, ebru ve minyatür sanatına ilgi duydu.

İmam hatip lisesinden mezun olan Barışan, resim sanatına ilgisi dolayısıyla Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünü bitirdi. Mamak Şehitlik Camisi'nde müezzinlik görevini yürüten Barışan, boş zamanlarında ise atölyeye çevirdiği evinde resim çiziyor.

Müezzin Barışan, AA muhabirine, 2012'de gittiği Avusturalya'da yaklaşık 6-7 yıl kaldığını, orada farklı kültürlere sahip insanlarla tanışmasının resim yeteneğine katkı yaptığını söyledi.

Avusturalya'da Aborjin sanatını yakından tanıma fırsatı bulduğunu ve bundan çok etkilendiğini belirten Barışan, çeşitli galerilerde düzenlenen resim sergilerine katılarak sanatçılarla tanıştığını ifade etti.

Avusturalya'da bulunduğu süre içerisinde İslam dünyasındaki camilere ilgi duyduğunu ve camileri resimle buluşturmak fikrine kapıldığını bildiren Barışan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeni Delhi'deki Kuvvet-ül Camisi'ni gördüğüm zaman 'Böyle bir cami var ve ben yeni öğreniyorum' diye hayıflandım. Pakistan'daki Vezirhan Camisi'ndeki süslemeleri görünce 'Neden daha önce öğrenemedim' diye hayıflandım. Bunlar hep beni keşfetmeye, araştırmaya itti. Bu anlamda bir resim sergisi açmanın doğru olacağını düşündüm. Bu resim sergisinde de deri üzerinde çalışmayı tercih ettim. Ben ebru ve el yapımı kağıtlar üzerinde de çalıştım ancak deri üzerinde özel bir sonuç aldığımı düşünüyorum. Deri kadim bir geleneğin mirasıdır, Kur'an'ı Kerim'in yazılması, birçok İslami eserin deri üzerine yazılması gibi."

"Resimlerin sergilenmesi büyük bir külfet, sponsor arayışım var"

İslam kültür ve medeniyetinde iz bırakmış camilerden oluşan 50 eserlik sergi açmayı istediğini dile getiren Barışan, "Mesela Irak'taki Samarra Camisi, Kurtuba'daki El-Cafer Camisi, Afganistan'daki Herat Camisi ve Pakistan'daki Vezirhan Camisi'ni araştırarak, resimsel ve sanatsal düzlemde estetize ederek bir resim sergisi düzenlemek istiyorum. Önce Ankara Beştepe'de daha sonra da Amerika'daki Diyanet Kültür Merkezi ve Avusturalya'da sergi açmak istiyorum inşallah. Buralarda resimler sergileyerek bizim kültür ve medeniyetimizi hem oradaki insanlara hatırlatmak hem de oradaki sanatseverlere göstermek gibi bir gayem var." dedi.

Gündüz görevli olduğu için daha çok gece resim çizdiğini aktaran Barışan, "Yalnız kalınca daha çok motive oluyorum. Şimdi 50 eserlik sergiden oluşacak çalışmama başladım ama maalesef bazı kaygılarım var. Gerek malzemelerle gerekse de çerçevelerle, yani işin maddi boyutuyla ilgili kaygım var. Resimlerin sergilenmesi gerçekten büyük bir külfet, halihazırda bir sponsor arayışım var. İnşallah Diyanet İşleri Başkanlığımızla da irtibata geçeceğim bu anlamda." ifadelerini kullandı.

"Evimi atölye olarak kullanıyorum"

Hem görevini layıkıyla yapmaya gayret ettiğini hem de çocukluktan beri ilgi duyduğu resim sanatını geliştirmeye çalıştığını belirten Barışan, "Evimi atölye olarak kullanıyorum. İşten geldiğim zaman fırsat buldukça resim çizmeye gayret ediyorum. Yanımda kızım da yer alıyor. O da beni seyrederek ya da önüne koyduğum bir resmi taklit etmeye çalışarak başladı. Bence güzel bir atmosfer. Çünkü çocuk sizden gördüğünü, işittiğini belleğine alıyor." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.