Simitçinin Alın Teri Afrikalılara Hayat Olacak

Sıcak havada sokaklarda simit satarken yaşadığı zorluğu düşünerek İHH İnsani Yardım Vakfı'nın su kuyusu açılması kampanyasına katkı sağlamak isteyen 40 yaşındaki Erkan Ayhan, 2 günlük kazancını Afrika kıtasındaki Ganaiçin bağışladı.

Kocaeli'nin Derince ve Kandıra ilçelerinde 14 yıldır sokaklarda simit satarak geçimini sağlayan Ayhan, Afrika kıtasındaki Gana'da su kuyusu açılması için yardım etmeye karar verdi.

"Bir kuyuda benden Afrika Gana'ya anne" yazılı tişört yaptıran Ayhan, 2 günde simit satışından elde ettiği 157 lirayı İHH İnsani Yardım Vakfı'nın Afrika kıtasındaki Gana'da su kuyusu açılması için başlattığı kampanyaya bağışladı.

Babasından kalma bir evden başka bir varlığı olmayan Ayhan, çevresinden topladığı takdirle yardımlarına devam etmeyi amaçlıyor.

Simitçi Ayhan, ilk olarak 14 yıl önce Kandıra ilçesinde sokaklarda simit satmaya başladığını belirterek, hayatını simit satarak devam ettirdiğini söyledi.

Son yıllarda Derince'de simit satmaya devam ettiğini ifade eden Ayhan, her gün kilometrelerce yol yürüyerek simitlerini sattığını kaydetti.

Ayhan, daha önce de Gazze, Arakan, Myanmar, Afrika'ya yardım ettiğini dile getirerek, "15 Temmuz'da 'Simit sattık, su sattık ama vatanı satmadık.' diyerek şehit aileleri için yapılan kampanyaya destek de bulundum. Rabbim bana bu güzellikleri verdiği müddetçe yoluma bu şekilde devam etmeyi düşünüyorum." diye konuştu.

Sokaklarda zaman zaman sıcaklığın 40 dereceyi bulduğu bir havada simit sattığını anlatan Ayhan, şöyle konuştu:

"Ben her müşterime simit verdiğim zaman onlar bana buz gibi su verdi. O anda aklıma Afrika'daki insanlar geldi. Kendi kendime 'Afrika'daki kardeşlerimize bu soğuk suyu veren var mı?' dedim. 2 gün Afrika'ya Gana'ya çalıştım, kazandığım 157 lirayı Afrika'da su kuyusu açılması için İHH İnsani Yardım Vakfı'nın hesabına yatırdım. Yetkililerden rica ediyorum, simitçi Erkan Ayhan adına bir su kuyusu açılmasını istiyorum."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.