Sinüziti Önlemenin Yolları Nelerdir?

Tedavi edilmediği takdirde kronikleşen ve astım gibi çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olan sinüzit hastalığından korunmak için yaz aylarında alınması gereken tedbirler...

Sinüsler; alın, göz çevresi, yanaklar ve geniz bölgesinde bulunan 15 adet boşluktur. Soluk alıp verildiğinde bu boşluklar havayı süzer, temizler, ısıtır, nemlendirir ve akciğerlere gönderir. Sinüzit sinüslerin iltihabıdır ve viral kökenli üst solunum yolu enfeksiyonlarının yaklaşık %2’si sinüzite dönüşür. Sinüzit eğer tedavi edilmezse kronikleşir ve astım gibi çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına yol açar.

Sinüzit astım birlikteliği oldukça sık görülür; bu durum, her iki hastalığın vücutta aynı mekanizmaların tetiklenmesiyle oluştuğu varsayımını destekler. Sinüzit ve astım şikayetlerini bir arada bulunduran hastanın tedavisi zordur bu nedenle biri tedavi edilmeden diğerinin tedavisi başarılı olamayabilir.

SİNÜZİTİ ÖNLEMENİN YOLLARI

  • Kafanızı denize, havuza sokarak yüzmek sinüslerde tazyik etkisi yapar ve mevcut tıkanıklıkları açar. Doğal tuzlu su havuz suyuna oranla daha faydalıdır. Bu yüzden yaz aylarında özellikle denizde yüzerek kış içinde oluşacak iltihaplanmanın önüne geçilmiş olunur.
  • Klima yaşanan ortamdaki havanın nemini kurutur. Kuru hava ise sinüslerin dolmasını sağlar. Klimalı ortamlar yerine mümkün olduğu kadar doğal ortamlarda ve denize yakın yerlerde bulunmak faydalıdır.
  • Kuru havalar gibi nemli havalar da zararlıdır, alerjik durumlara zemin hazırlayarak sinüslerin dolmasını ve sinüzit oluşumunu hızlandırır. Bu nedenle nem alıcı cihazlarla yaşanılan ortamdaki nem sorunu giderilmelidir. Yaşanılan ortamın nem oranının %50-60 civarında olması gerekmektedir.
  • Spor yapmak diyaframı çalıştırarak vücuda giren oksijen miktarını artırır. Burun fizyolojisinin düzelmesini sağlayan spor aynı zamanda sinüslerin de temizlenmesini sağlar. Bu nedenle yaz aylarında günde 30 dakika spor yapmak oldukça önemlidir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.