Sırasıyla Namaz Duaları ve Anlamları – Namazda Okunan Dualar Nelerdir?
Namaz nasıl kılınır? Namazda okunan dualar hangileridir? Sırasıyla namaz duaları ve anlamları nelerdir? Namaz dualarının Arapça ve Türkçe metni, okunuşu.
Namaz, Farsça kökenli bir kelime olup, Arapça’daki salât kelimesinin karşılığıdır. Sözlükte, dua, istiğfar, övgü anlamlarına gelen salât, dinî bir kavram olarak, İslâm’ın beş temel esasından biri olup, belli eylemler ve rükünleri bulunan özel bir ibadettir.
Namaz; içerisinde zikir, tesbih, dua, kıyam, rükû, secde gibi ibadetleri toplayan önemli bir ibadettir.
Namaz, amellerin Allah’a en sevimli olanı, mü’minin miracıdır. Namaz, insana devamlı olarak Allah’ı hatırlatır, kalplere sorumluluk duygusunun yerleşmesini sağlar, kötülük ve günahla kişi arasında bir perdedir. Namaz, insanın maddî ve manevî temizliğinin vasıtasıdır. Namazın içinde, muhtelif safhalarında ve namazdan selâmla çıktıktan sonra da okunacak dualar mevcuttur.
İlginizi çekebilecek benzer yazılar:
SIRASIYLA NAMAZ DUALARI VE ANLAMLARI (ARAPÇA VE TÜRKÇE METİNLERİ)
İşte sırasıyla namaz içinde okunan dualar ve anlamları...
-
Sübhâneke Duası
Peygamber Efendimiz (s.a.s.), namaza başlayınca “sübhâneke” duasını okumuştur.
Okunuşu: “Sübhanekellâhümme ve bi hamdik ve tebâra-kesmük. Ve te’alâ ceddük. (ve celle senâük - bu kısım; cenaze namazında okunur). Ve lâ ilâhe ğayrük.”
Anlamı: “Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür, şanın yücedir. Senden başka tanrı yoktur.” (Ebû Davud, Salât, 122; Tirmizi, Salât, 179) “Ve celle senâük” cümlesi cenaze namazında okunur.
“Sübhâneke” duasından sonra euzü ve besmele çekilir, “Fâtiha” sûresi, farz namazların ilk iki rekatında, sünnet ve vacip namazların tamamında Fâtiha sûresinden sonra bir sûre veya uzunca bir ayet veya üç kısa ayet okunur.
-
Rükû ve Secdede Okunacak Dualar
Rükû, kıyamda kırâatı bitirdikten sonra, baş ile arka düz olacak şekilde eğilmektir. Bu esnada kadınlar, parmaklarını diz kapakları üzerine kor. Erkekler ise, parmaklarıyla kavrayarak diz kapakları üzerine kor.
Secde ise, rükûdan doğrulduktan sonra alnını, burnunu, iki ayağının parmak uçlarını, iki eli ile iki dizini yani toplam yedi azasını yere koymaktır. Secdede gözler burnun iki yanına bakar. Eller yüzün hemen iki yanında, parmaklar kapalı ve kıbleye doğru tutulur. Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki:
“Sizden biri rükû edince üç kere;
"Sübhâne rabbiye’l-azîm" "Büyük Rabbim (her türlü kusurdan) münezzehtir" desin.
Bu, en az miktardır. Secde yapınca da üç kere;
‘Sübhâne Rabbiye’l-a’lâ (ulu Rabbim (her çeşit kusurdan) münezzehtir’ desin. Bu da en az miktardır.” (Ebû Dâvud, Salât, 154; Tirmizî, Salât, 194)
Bu itibarla kıyamdan “Allâhü ekber” deyip rükûa gidilince üç defa “Sübhâne Rabbiye’l-‘azîm” denir; doğrulurken “semi’allâhü limen hamideh (her tür övgü kendisine ait olan Allah işitti)” ve “Rabbenâ leke’l-hamd (ey Rabbimiz! Her türlü övgü sana mahsustur) der. “Allâhü ekber” denir ve secdeye gidilir. Secdede üç defa “Sübhâne Rabbiye’l-a’lâ” denir. Sonra “Allâhü ekber” cümlesi ile secdeden kalkılır, tekrar tekbir ile ikinci secdeye gidilir ve yine üç defa “Sübhâne Rabbiye’l-a’lâ” denir. Sonra “Allâhü ekber” cümlesi ile ayağa kalkılır, besmele çekilir, Fâtiha sûresi ve bir sûre veya ayet okunur, rükû ve secdeler aynı şekilde yapılır ve oturulur. Farz, vacip ve sünnet bütün namazların ilk ve son oturuşunda “tahıyyât” diye anılan şu dua okunur:
-
Oturuşlarda Okunacak Dualar
3.1. Tahıyyât Duası
Okunuşu: “Ettehıyyâtü lillâhi ve’s-salevâtü ve’t-tayyibâtü esselâmü ‘aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetüllâhi ve berakâtühû esselâmü ‘aleynâ ve ‘alâ ‘ıbâdi’l-lâhi’s-sâlihîn. Eşhedü en lâ ilâhe illallâhü ve eşhedü enne Muhammeden ‘abdühû ve rasûlüh.”
Anlamı: “Her türlü kavlî, bedenî ve mâlî ibâdetler Allâh’a mahsustur. Ey Peygamber, selâm ve Allah’ın rahmetiyle bereketleri senin üzerine olsun ve selâm bizlere ve Allâh’ın sâlih kullarına olsun. Ben şehâdet ederim (yakînen bilirim) ki, Allâh’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Ve şehâdet ederim ki Hazret-i Muhammed Allah’ın kulu ve Resûlüdür.” (Ebû Davud, Salât, 182. I, 591)
Üç ve dört rekatlı farzlar ile müekket sünnetlerde “tahiyyat” duası okunduktan sonra kıyama kalkılır, üç rekatlı namazlarda üçüncü rekatın sonunda dört rekatlı namazlarda dördüncü rekatın sonunda oturulur, “tahıyyat” duası okunur, peşinden “salli ve barik duaları” okunur.
-
2. Salli ve Bârik Duaları
Salli ve bârik duaları; Hz. Peygamber (s.a.s.) için okunan ve Allah’ın rahmet ve selâmının O’nun üzerine olması dileğini dile getiren dualara denir. Kur’ân-ı Kerim’de “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.” (Ahzâb, 33/56) buyrulmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.)’e Allahu Teâlâ’nın salât etmesi, rahmet etmesi; meleklerin salât etmesi, şanının yüceltilmesini dilemeleri; mü’minlerin salât etmesi ise, dua etmeleri anlamını ifade eder.
Kur’ân-ı Kerim’in, Hz. Peygamber (s.a.s.)’e salât-u selâm getirmeyi emreden bu ayetine paralel olarak, geçmiş dönemlerde tanzim edilmiş pek çok salât-u selâm örnekleri vardır. Peygamberimiz (s.a.s.)’e en kısa şekilde: “Allâhümme salli alâ Muhammed” veya “Sallallahü aleyhi ve sellem” diye salât getirilir.
Namazlarda “Allahümme salli”, “Allahümme bârik” dualarının okunması sünnettir. Bilinen ve yaygın olan salavat örneği aşağıdaki şekildedir:
Okunuşu: “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve ‘alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte ‘alâ İbrahîme ve ‘alâ âli İbrahîm. İnneke hamîdün mecîd.”
Anlamı: “Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ümmetine rahmet eyle; şerefini yücelt. İbrahim’e ve İbrahim’in ümmetine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz övülmeye lâyık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.”
Okunuşu: “Allâhümme bârik ‘alâ Muhammedin ve ‘alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte ‘alâ İbrahîme ve ‘alâ âli İbrahîm. İnneke hamîdün mecîd.”
Anlamı: “Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ümmetine hayır ve bereket ver. İbrahim’e ve İbrahim’in ümmetine verdiğin gibi. Şüphesiz övülmeye lâyık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.” (Buharî, De’avât, 32; Müslim, Salât 66; Ebû Davud, Salât, 183; Tirmizî, Ebvabu’t-Tatavvu, 346)
-
Rabbenâ Âtina ve Rabbenağfirlî Duaları
Farz, vacip ve sünnet bütün namazların son rekatlarında salli ve bârik dualarından sonra şu dualar okunur:
Okunuşu: “Rabbenâ âtinâ fid-dünyâ haseneten ve fi’l- âhirati haseneten ve kınâ ‘azâbe’n-nâr.
Anlamı: "Allah'ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru."
Okunuşu: Rabbenağfirlî ve li vâlideyye ve lil-mü’minîne yevme yekûmü’l-hısâb.”
Anlamı: “Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde beni, ana-babamı ve müminleri bağışla!”
Namazlardan “es-selâmü ‘aleyküm ve rahmetüllâh Allah’ın rahmeti ve selamı üzerinize olsun” denilerek çıkılır.
-
Kunût Duaları
Sözlükte Allah’a ihlâsla kulluk etmek, namaz ve duayı uzatmak, sükût etmek, dua etmek, ibadet kastıyla ayakta durmak gibi anlamlara gelen kunût, dinî bir kavram olarak, namazda rükûdan önce veya sonra ayakta dua etmeyi ifade eder.
Kur’ân-ı Kerim’de kunût sözlük anlamında ibadet etmek, boyun eğmek (Rûm, 30/26; Ahzâb, 33/120; Zümer, 39/9), ibadet maksadıyla ayakta durmak
(Âl-i İmrân, 3/43), sükût etmek (Bakara, 2/238) manalarında kullanılmıştır.
Hanefîlere göre, vitir namazının üçüncü rekatında kunût yapmak vaciptir. İmam-ı Azam’a göre kunûtta tekbir almak ve kunût dualarını (Allahümme innâ neste’înuke ve Allahümme iyyâke na’büdü dualarını) okumak vaciptir. Ancak İmam Muhammed ve Ebû Yûsuf’a göre ise, tekbir almak vacip, kunût dualarını okumak ise sünnettir. Bu duayı okuyamayan kimse “Rabbenâ âtinâ” duasını okur veya üç defa “Allahümmeğfirlî” der. Namazda kunûtu unutan kişi, namazın sonunda sehiv secdesi yapar. Kunût Duaları şu şekildedir:
Okunuşu: “Allahümme innâ neste’înüke ve nesteğ-firuke ve nestehdîke ve nü’minü bike ve netûbü ileyke ve netevekkelü aleyke ve nüsnî ‘aleyke’l-hayra küllehû neşküruke ve lâ nekfüruke ve nahle’u ve netrukü men yefcürük.
Anlamı: “Allah’ım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı olduğun şeylere hidayet etmeni isteriz. Sana inanırız, sana tevbe ederiz. Sana güveniriz. Bize verdiğin bütün nimetleri bilerek seni hayır ile överiz. Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkâr etmez ve onları başkasından bilmeyiz. Nimetlerini inkâr eden ve sana karşı geleni bırakırız.
Okunuşu: Allâhümme iyyâke na’büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes’â ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ ‘azâbeke inne ‘azâbeke bi’lküffâri mülhık.”
Anlamı: Allah’ım! Biz yalnız sana kulluk ederiz. Namazı yalnız senin için kılarız, ancak sana secde ederiz. Yalnız sana koşar ve sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırız. İbadetlerini sevinçle yaparız. Rahmetinin devamını ve çoğalmasını dileriz. Azabından korkarız, şüphesiz senin azabın kâfirlere
ve inançsızlara ulaşır.” (İbn Ebî Şeybe, II, 301; Abdürrezzak, III, 121)