Sirayet Ne Demek?
Sirayet kelimesinin anlamı nedir? Sirayet kelimesine örnek cümleler...
Sirayet: Birinden diğerine geçme, bulaşma anlamına gelir.
SİRAYET KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Dostluk, müsbet veya menfî vasıflardaki müştereklikten kaynaklanır. Gerçek dostluk ise yalnız samimî ruhlarda barınır. Bu vasfa, insan şahsiyetinin en yüksek kademelerinde rastlanır. Her hâdise karşısında iki kişinin aynı duygulara sahip olması ile dostluk yaşatılır. Gerçek dostluk, iki gönül arasındaki cereyan hattıdır. Bu cereyanla, yâni muhabbet akışı neticesinde sevilenin her hâli sevene sirâyet eder. Gönüldeki aşk deryâları coşmaya ve sevdâ güneşleri tutuşmaya başlar.
*****
Sâlihlerle ülfet ve sohbet mü’mini sâlihleştirir. Zîrâ enerjik (feyizli) karakterlerde sirâyet özelliği vardır. Ruhlara nizam ve mâneviyat aşısı yapacak
sâlihler nefsini arındırmış, dünyanın alâyişinden vazgeçmiş kimselerdir. Onların gönül hânesi feyz-i ilâhî ile doludur. Onlarla ülfet, kulu elinden, dilinden bütün mahlûkatın istifâde ettiği bir kul hâline getirir.
*****
Sohbet meclisinin en bereketli neticesi, orada bulunanların müsbet hissiyâtının birbirine sirâyet etmesidir. Sahâbe-i kirâm da Rasûl-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’den böyle bir hâl transferi nîmetine mazhar oldukları için fazîlet numûnesi bir nesil hâline gelmişlerdir.
*****
Sohbet meclislerinde de hem sohbet eden kişi, hem de sohbete iştirâk edenler, kendi hâl ve davranışlarına îtinâ göstermelidirler. Sohbetçi, hitâb ettiği cemaatin kendisi için bir ayna hükmünde olduğunu düşünmeli, o aynadaki güzellikleri Hak’tan bilip şükretmeli, eksiklik ve noksanlıklar için de, evvelâ kendi hâlini gözden geçirmelidir. Yani cemaatin kusur ve noksanını kendisine âit görmeli, kusuru evvelâ nefsinde aramalıdır. Çünkü sohbet, bir in’ikâs hâlidir; sohbet edenin hâli, cemaate sirâyet eder. Bu bakımdan sohbetlerin kıvamı, sohbet eden kişinin mânevî seviyesiyle doğrudan irtibatlıdır.
*****
Kalb, içinde bulunduğu ortamın tesiri altında kalır. Hayırlara ve güzelliklere muhâtab olursa güzel in’ikâslarla nurlanır. Bunun aksine, kötülük ve çirkinliklere mâruz kalırsa, kötülükler sirâyet edip onu karartır.
*****
Bir varlığa duyulan muhabbet, o muhabbete vesîle olan veya ona nisbeti bulunan her şeye sirâyet eder. Meselâ mü’minler için, binlerce dağ arasında Uhud Dağı’nı farklı ve müstesnâ kılan, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ona olan husûsî muhabbetidir. Yine hicretten evvel sıradan bir şehir olan “Yesrib”i daha sonra “Medîne-i Münevvere” hâline getirip bütün ümmete sevdiren husus da, onun, Gönüller Sultânı Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-’ın muhabbetiyle sırılsıklam yıkanmış mübârek bir mekân oluşudur. Gerçekten “Medîne-i Münevvere” nin, mü’minlerin gönlünde hiçbir şehirle kıyaslanmayacak derecede bir muhabbete mazhar olması, onun zikredildiği her an Peygamber Efendimiz’i hatırlatmasındandır.