"Soğan Sarımsak Yiyen Camiye Gelmesin" Hadisi
"Kim şu bitkiden (sarmısak veya soğan) yemişse, mescidimize yaklaşmasın!" hadisini nasıl anlamalıyız?
İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem sarımsağı kastederek şöyle buyurdu:
"Kim şu bitkiden (sarmısak veya soğan) yemişse, mescidimize yaklaşmasın!" (Buhârî, Ezân 160, Et'ime 49; Müslim, Mesâcid 68)
Hadisleri Nasıl Anlamalıyız?
Hadis-i şerifte soğan, sarmısak, pırasa ve turp gibi bitki ve sebzeleri yemiş ve kokusu henüz ağızlarından kaybolmamış olan insanların, ibadet etmek için müslümanların topluca bulundukları mescidlere gelmemeleri, cemaate iştirak etmemeleri, onlarla beraber namaz kılmamaları, evlerinde oturmaları ısrarla tenbih ve tavsiye edilmektedir. Bazı rivayetlerde de bu kısıtlamanın gerekçelerine yer verilmektedir. Bunlar arasında, "bize eziyet vermesin, bizi rahatsız etmesinler," "insanların incindiği şeylerden melekler de incinir, rahatsız olur" gibi gerekçeler dikkat çekmektedir.
Soğan-sarmısak gibi şeyleri yediklerinden dolayı Müslümanların rahatsız olmaması için mescidlere gidemeyecek olanların, bayramda namazgâhlara, cenâze ve düğün gibi toplantı yerlerine, ilim meclislerine, dersanelere, konferans salonlarına, tekke-dergâh gibi zikir meclislerine gitmeleri de nehyedilmiş demektir. Sokak, çarşı-pazar bu nehyin dışında tutulmuştur. Çünkü oralar mescid hükmünde değildir. Ancak yediği sarmısağın kokusunu gidermeden evden dışarı çıkmamak herhalde daha uygundur. Özellikle büyük şehirlerde toplu taşıt vasıtalarında böyle bir kişinin çevresindekileri rahatsız edeceği kuşkusuzdur.
Hadislerden Öğrendiklerimiz
- Çiğ sarmısak yiyip mescide gelmek mekruhtur. Pişmiş sarmısak yemek ise mekruh değildir.
- Çiğ yenildikleri takdirde soğan, pırasa, turp gibi kötü kokan sebzeler de aynı hükümdedir. Bunlara çemen, sigara, püro ve pastırma gibi kokusu başkalarını rahatsız eden şeyleri de katmak mümkündür.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları
YORUMLAR
Selamun aleyküm. günümüzde corona tedbirleri adı altında insanların birbirlerinden hastalık kapacağı endişesi ile saf düzeninden kopmaları ve kopuk kopuk saf olmaları ne kadar doğru ? Demek ki Efendimiz A.S. böyle kopuk saf düzenine, sarımsak soğan kokusunun alınmayacağı bir mesafe koymaya ruhsat vermemiş ki mescidden nehy etmiş. Öyleyse camilerde isteyen ve mümin kardeşinden tedirgin olmayan cemaatin mesafeleri ortadan kaldırarak saf olabilmeleri gerekir diye düşünüyorum. Korkan, yaklaşmak istemeyen arkada yine kendisi kopuk kopuk saf olsun. Bu salgın hastalık sürecinde tamamen şüpheye dayalı böyle bir saf düzeni bozukluğunun sünneti seniyyede yeri nedir, Efendimiz S.A.V. zamanında salgın olduğunda cami, cemaat komple yasaklanmış ya da saf düzeni bozulmuş mu ? Asırlar boyu gelişen İslam müktesebatında bu konu ile alakalı hiçbir şey yokmuş da yurt dışından birkaç kişinin sözüyle maske ile mesafe ile saf düzeni olunması bana acziyet gibi geliyor. Maske varsa mesafe niye var, zaten mesafe varsa niye illa maske takmak zorundayız. Bir kişi çıkıp böyle saf düzeni olmaz sıklaştırmamız lazım demeyecek mi çok merak ediyorum.