Sokak Hayvanları İçin Sıcacık Bir Yuva

Başkentte 75 yaşındaki Mehmet Armağan Akçay, yaralı ve hasta sokak köpekleri için oluşturduğu barınakta sahipsiz 86 hayvana bakıyor.

Ankara'da 75 yaşındaki Mehmet Armağan Akçay, yaralı ve hasta sokak köpekleri için oluşturduğu barınakta sahipsiz 86 hayvanın bakımını üstleniyor.

Çankaya ilçesinde yaşayan Akçay, emekliliğinin ardından boş vakitlerini sokak hayvanlarına ayırmaya karar verdi.

Haftanın bazı günleri özellikle kırsal alanları dolaşan Akçay, beslenme imkanı bulamayan hasta ya da yaralı köpekleri aracına alarak, Gölbaşı ilçesinde hayvanseverlerin de desteğiyle oluşturduğu, "yaşam alanı" olarak nitelendirdiği barınağa getiriyor.

Burada şu anda 86 hayvana bakan Akçay, emekli maaşının bir bölümünü harcadığı köpekleri, tedavilerinin ardından sahiplendiriyor.

MÜKEMMEL BİR DUYGU

Mehmet Armağan Akçay, yaptığı açıklamada, ilk dönemlerde sahipsiz köpekleri sokakta beslemeye çalıştığını, ardından "can dostlar" için korunaklı bir alan oluşturmaya karar verdiğini söyledi.

Köpeklerle bir arada bulunmanın "mükemmel bir duygu" olduğunu anlatan Akçay, "Bu herkese nasip olan bir olay değil. Onların enerjileri son derece mutluluk verici. Onları sevdiğiniz zaman beyin mutluluk hormonu da üretiyor. Aynı çikolata yemiş gibi hissediyorsunuz." ifadelerini kullandı.

FABRİKALARDA BAKILSIN ÖNERİSİ

Türkiye'de 250'nin üzerinde barınağın faaliyet gösterdiğini, buralarda çok fazla personelin çalıştığını dile getiren Akçay, şunları kaydetti:

"Halbuki bizler güçlü olup, köpekleri sahiplenip, sahiplendirebilirsek belediyelerin külfetini azalttığımız için onlardan kulübe, tasma, ilaç, mama isteyebiliriz. Bunun için gönüllülerin çok iyi örgütlenmesi, bir çatı altında birleşmesi gerekiyor. Gerçek hayvanseverlerin gücünü bir araya getirmenin yollarını bulmamız lazım. O zaman her şey kolay olacak. Hiç zor değil. Ben inanıyorum."

Köpekleri fabrikalar, iş yerleri, apartmanlarda sahiplendirmek istediğini belirten Akçay, “Bu potansiyeli harekete geçirebilirsek hiçbir köpek sokakta, dağda, ıssız ortamda kalmaz." dedi.

Hayvanların da sevgiye ihtiyacı olduğuna işaret eden Akçay, zaman zaman sosyal medya aracılığıyla bir araya gelen üniversite öğrencileri ve hayvanseverlerin kendisiyle irtibata geçerek buradaki köpeklerle ilgilendiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.