Somali Uzun Süren Kuraklık Nedeniyle Kıtlık Endişesi İçinde

Doğu Afrika ülkesi Somali, iklim değişikliğinin sebep olduğu ciddi kuraklık nedeniyle kıtlık korkusu yaşıyor.

Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla tahıl sevkiyatının duraksaması, savaş yüzünden insani yardımlardaki azalış ve bölgede terör örgütü Eş-Şebab'ın varlığı gibi sebeplerin yanı sıra uzun süren kuralık nedeniyle Somalililer, kıtlık endişesi yaşarken bazıları evlerini terk ederek farklı bölgelere göç ediyor.

Associated Press'in (AP) ülkenin güneyindeki göçmen kamplarından aktardığı bilgilere göre, Somalililer çok az yardım alırken, kampta bir günlük gıda olarak sadece pirinç ya da çay veriliyor.

Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere çoğu kamp sakini, komşularından yemek istiyor ya da aç uyuyor.

İki hafta önce Somali'nin kuzey ucundaki bir sahil kentinden yola çıkan 60 yaşındaki Mohamed Ahmed Diriye, gündelik işçi olarak çalışmayı bırakıp ülkenin diğer ucuna kaçmaya karar verdi.

1100 kilometre boyunca 4 ve 5 yaşlarındaki iki oğluyla zorlu bir yolculuk yapan Diriye, kaçmaya çalıştıklarını ancak aynı kuraklıkla burada da karşılaştıklarını söyledi.

Somali'de yaşanan kuraklıklara isim veriliyor

Somali'de kuraklıklar, getirdikleri acılardan dolayı çeşitli isimlerle adlandırılıyor. Ülkede 1970'lerde Prolonged (uzun süren) olarak adlandırılan kıtlık, 1980'lerde Cattle Killer (Sığır Katili), 5 yıl önce tüm ülkeye ulaşması nedeniyle Equal (Eşit), 10 yıl önce ise Famine (Kıtlık) olarak isimlendirildi.

Somaliler, mevcut kuraklığın hatırladıkları önceki kuraklıklardan daha kötü olduğunu belirtiyor. Şimdiki kıtlığa ise henüz bir isim verilmedi.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, ülkede 5 yaşın altındaki yaklaşık 900 çocuk yetersiz beslenme nedeniyle tedavi altına alınırken, binlerce insan da hayatını kaybetti.

Kampta yardım aramak için günlerce veya haftalarca çıplak arazide yürüyen annelerden Adego Abdinur, düzinelerce hayvanı olduğunu ancak hepsini kaybettiğini söyledi.

Abdinur, 6 çocuğuyla hareket halindeki diğer binlerce insanla birlikte yardım söylentilerinin ardından 300 kilometre yol yürüdüğünü belirterek, "Açlıktan ölen çok sayıda çocuk gördük." dedi.

Eş-Şebab kontrolündeki bölgelerdeki 740 bin kişi yardıma muhtaç

Tahminen 740 bin kişi, terör örgütü Eş-Şebab'ın kontrolü altındaki bölgelerde yaşarken, insanların hayatta kalmak için kaçmaları gerekiyor.

Eş-Şebab'ın Somali'nin güney ve orta kesimlerini ele geçirmesi, 2011 kıtlığındaki ölümlere büyük katkıda bulunurken, bu bölgelere çok fazla yardım girmedi.

Söz konusu bölgelerden kaçanlar, önceden ikamet ettikleri Eş-Şebab'ın kontrolündeki bölgelerde yardım almadıklarını, aksine Eş-Şebab'ın ailelerin mahsulleri ve çiftlik hayvanları üzerindeki sert vergilendirmeye devam ettiğini dile getirdi.

Bir kadın ise Eş-Şebab'ın, ailesinin zaten yetersiz olan hasadının yüzde 50'sini vergilendirdiğini anlattı. Bir başkası da Eş-Şebab'ın haftalar önce hasta bir ebeveyni hükümet kontrolündeki şehre götürmeyi başaran akrabasını öldürdüğünü ifade etti.

Kamplarda kaynaklar oldukça kısıtlı

Öte yandan, kampta görev yapan insani yardım çalışanları, insanları tedavi etmek için sınırlı kaynakları kullanmak zorunda kaldıklarını, bunun da kuraklığın önüne geçme çabalarını zorlaştırdığını aktardı.

Kampta gıda bulmakta zorlanan onlarca çocuk, Dünya Gıda Programının (WFP) öğrenciler için bir öğle yemeği programı sunduğu ilkokula girmeye çalışıyor ancak okul çalışanları tarafından geri çevriliyor.

Kampların dışında yaşayan 60 yaşındaki esnaf Khadija Abdi İbrahim, tahıl satın alıp öğüterek keçi, koyun ve sığırlarını beslemeye çalışıyor.

İbrahim, yağ ve diğer ürünlerin fiyatının geçen yıldan bu yana iki katına çıktığını, bu nedenle yerinden edilmiş insanların WFP tarafından verilen kuponlarla yiyecek bulmasının zorlaştığını vurguladı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.