Son Nefeste İman İçin Ne Yapmalı?
Kıyâmetin ilk adımı, her insan için kendi ecel ânıdır. O dehşetli anda, şeytan da îmâna musallat olacak ve mü’minin ayağını kaydırmaya çalışacaktır. Canın gırtlağa dayandığı o çileli anda, tek çare, Rabbimiz’in inâyetidir. İşte son nefeste iman için ömrü Allah yolunda gayretlerle harcamak gerekir.
Kıyâmetin ilk adımı, her insan için kendi ecel ânıdır. O dehşetli anda, şeytan da îmâna musallat olacak ve mü’minin ayağını kaydırmaya çalışacaktır. Canın gırtlağa dayandığı o çileli anda, tek çare, Rabbimiz’in inâyetidir.
Cenâb-ı Hak böyle bir anda yardım etmek için bir şart koşar:
“Ey îmân edenler! Eğer siz Allâh’a (Allâh’ın dînine, onu yaşayarak ve yaşatarak) yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.” (Muhammed, 7)
Yine o en zor anda, melekler de yardıma gelir, müjdeler verir. Bunun şartı; «Rabbimiz Allah’tır!» diyerek tebliğ ve temsil hâlinde olmak ve istikamet üzere sâlih amellerle yaşamaktır. Âyet-i kerîmede buyurulur:
“Şüphesiz; «Rabbimiz Allah’tır.» deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara;
«Korkmayın, üzülmeyin, size va‘dolunan cennetle sevinin!» derler.” (Fussilet, 30)
"GİR CENNETE!"
Meşakketler ve iptilâlar karşısında îmânını koruyanlar için Cenâb-ı Hak, Habîb-i Neccâr’ı misal verir.
Habîb-i Neccâr; kavmini, peygamberlere tâbî olmaya davet için şehrin bir ucundan koşa koşa gelmiş ve ulvî bir îman heyecanıyla tebliğde bulunmuştu. Lâkin bedbaht kavmi, onu taşlayarak şehid etti.
Kendisine;
“Gir cennete!” denildi. (O ise hâlâ kavminin hidâyetini temenni hâlinde şöyle diyordu):
«Keşke, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrâma mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!» (Yâsîn, 26-27)
Son nefeste böyle bir bahtiyarlığa mazhar olabilmek için, ömrü Allah yolunda gayretlerle tezyin eylemek zarurîdir.
Ubeydullah Ahrâr Hazretleri nakleder ki:
“Bir aziz zât, Nakşibend Hazretleri’ni vefatından sonra rüyasında görmüş ve ona;
«–Ebedî kurtuluşumuz için ne yapalım?» diye sormuş. Hâce Hazretleri şu cevabı vermiş:
«–Son nefeste neyle meşgul olmak gerekiyorsa onunla meşgul olun!»”
Yani, dâimâ istikamet hâlinde, dâimâ kelime-i tevhîdi tâlim eden sâlih amellerle, gayretlerle, fedâkârlıklarla meşgul olmak, elzem!..
Demek ki; Allâh’ın dînini yaşamak ve yaşatmak, son nefeste îmân ile göçebilmenin temel şartıdır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2017 Ay: Aralık Sayı: 154