Son Peygamber Kimdir?

Tüm insanlığa gönderilen son peygamber kimdir?

Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah’ın insanlara gönderdiği son peygamberdir. Kur’ân-ı Kerîm onun vasıtası ile insanlığa gönderilmiş son ilahî mesajdır.

Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:

“Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” (Ahzâb sûresi, 40)

SON PEYGAMBER KİMDİR?

Son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) 569 veya 571 yılında Mekke’de doğdu. Babasının adı Hz. Abdullah, annesinin adı Hz. Âmine’dir.

Peygamber olmadan önce “el-Emîn: En güvenilir kişi” olarak bilinirdi. 25 yaşında iken Hz. Hatice (r.anha) ile evlendi.

İlk vahyi, 610 yılında vahiy meleği Cebrail (a.s.) Hira Mağarası’nda getirdi ve (Hz. Peygamber’e) “oku” dedi. Böylece Hz. Muhammed’e (s.a.v.) 40 yaşında peygamberlik verildi.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e ilk iman edenler, Hz. Hatice ve kızları (r.anha), Hz. Ali (ra.), Zeyd bin Harise (ra.) ve Hz. Ebubekir (ra.)’dir.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Müslümanlarla birlikte 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicret etti.

Medine’de ikamet eden farklı inanç ve etnik gruplarla Müslümanlar arasında Medine Sözleşmesi imzalayarak İslam Devleti’ni kurdu.

Müşriklere karşı Bedir (624), Uhud (625), Hendek (627) savaşlarını yaptı. 

Hayber’i (628) ve Mekke’yi (630) fethetti.

Mısır Valisi Mukavkıs, Bizans Kralı Heraklius, Etiyopya Kralı Necaşi ve Sasani Krali 2. Hüsrev, küçük vassal ve aşiret reislerine İslam’a davet mektupları gönderdi.

632 yılında ilk ve son haccını eda etti. Veda hutbesinde 100 bin Müslümana hitap etti.

Hz. Muhammed (s.a.v.) 632 yılında Medine’de vefat etti. Peygamberimizin (s.a.v.) kabri Mescid-i Nebevi içerisindeki Ravza-ı Mutahhara’dadır.

İslam ve İhsan

SON DİN VE SON PEYGAMBERİN ÖZELLİKLERİ

Son Din ve Son Peygamberin Özellikleri

HZ. MUHAMMED (S.A.V.) KİMDİR?

Hz. Muhammed (s.a.v.) Kimdir?

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN VEFATI

Peygamber Efendimiz’in Vefatı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.