Sönmeyen Umudun Cümlesi;

Gazze'de saldırıların başladığı 7 Temmuz'dan bu yana ölen Filistinliler'in sayısı 321'e yükseldi. Yaşanan tüm zorluklara rağmen umudunu diri tutan Kassam Tugayları, Basına yeni bir demeç verdi. Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde, "İsrail'e karşı bu savaşı kazanacağız ve halkımız bayramda zaferimizi kutlayacak" 

İsrail, bu sabah Gazze'de Han Yunus Camii'nden çıkanlara bomba yağdırdı. 11 kişi öldürüldü. Toplam ölü sayısı 321'e yükseldi. Gazze'deki Filistin Hükümeti Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'nin farklı bölgelerine gece düzenlediği saldırılarda 9 kişinin hayatını kaybettiğini, çok sayıda kişinin de yaralandığını söyledi.

israil-in-gazze-ye-karadan-saldirisi-6275828_9269_o

Kudra, Gazze'nin ortasına açılan topçu ateşinde 1, kuzeyine düzenlenen hava saldırısında 1, güneydeki Han Yunus kentine düzenlenen hava saldırısında 7 olmak üzere 9 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.

BM kararlarına daha önce defalarca uymamış olan İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının başladığı 7 Temmuz'dan bu yana hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının 321'e, yaralananların ise 2 bin 250'ye yükseldiğini belirten Kudra, "İsrail'in Gazze'ye havadan, karadan ve denizden sürdürdüğü saldırılarda 74'ü çocuk, 26'sı kadın olmak üzere 321 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 250 kişi de yaralandı" dedi.

KASSAM TUGAYLARI: "HALKIMIZ BAYRAMDA ZAFERİMİZİ KUTLAYACAK"

Filistin davasında fiili anlamda saldırıya direnen tek askerÎ yapı olan Kassam Tugayları, tüm zorluklara rağmen umudunu muhafaza ediyor. İsrail'le uzun bir savaş için her türlü hazırlığı yaptıklarını belirten Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın sözcüsü Ebu Ubeyde, "İsrail'le uzun bir savaş için her türlü hazırlığı yaptık. İsrail'e karşı bu savaşı kazanacağız ve halkımız bayramda zaferimizi kutlayacak" diye konuştu.

NE OLMUŞTU?

Batı Şeria’da 12 Haziran’da kaybolan üç Yahudi yerleşimcinin 18 gün sonra ölü bulunmasının ardından Filistinli genç Muhammed Ebu Hudayr, 2 Temmuz’da Yahudi yerleşimciler tarafından kaçırılmış ve yakılarak öldürülmüştü. İsrail, bu olayların ardından 7 Temmuz’da “Koruyucu Hat” adı altında Gazze’ye operasyon başlattığını duyurmuştu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.