Söze Nasıl Başlamalı?
Düşünmek ve konuşmak, insanı diğer canlılardan ayıran fârik bir vasıftır. Bir kişinin konuşması, onun aklî seviyesini ve fikrî yapısını gösteren mücellâ bir ayna gibidir. Yâni insanı insan yapan dilidir. Bu sebeple onun saâdeti de felâketi de öncelikle diline bağlıdır. Dolayısıyla insan, söz söylerken ve konuşurken çok dikkatli olmalı ve yanlış yapmamaya îtinâ göstermelidir.
Konuşmada en büyük edep, Cenâb-ı Hakk’a ve Resûlullah’a -sallâllâhu aleyhi ve sellem- karşı gösterilen hürmet ve tâzîmdir. Konuşurken Allah ve Resûlü’nün râzı olmayacağı bir hâle düşmek, mü’minler için en büyük tehlikelerden biridir.
Cenâb-ı Hak şöyle îkaz buyurur:
“Ey îmân edenler! Allâh’ın ve Resûlü’nün huzûrunda öne geçmeyin ve Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.
Ey îmân edenler! Seslerinizi Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin! Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’le yüksek sesle konuşmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir.” (el-Hucurât, 1-2)
KONUŞMA EDEBİ NASIL OLMALI?
Yâni bir mü’minin, her hususta haddini bilerek, Allah ve Resûlü’nün önüne geçmemesi gerektiği gibi, bir mesele hakkında onların hükümleri dururken bir hüküm beyân etmeye de kalkışmaması îcâb eder. Aynı şekilde zarûret olmadan büyüklerin ve hürmete şâyân kimselerin yanında yüksek sesle konuşmak da, büyük bir nezâketsizliktir.
Mü’min, söze başlayacağı zaman, her şeyden evvel besmele çekmeli ve Allâh’a hamd ü senâda bulunmalıdır. Peygamber Efendimiz, böyle başlanmayan söz ve işlerin bereketsiz ve netîcesiz kalacağını haber vermiştir.[1] Hattâ Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir çocuk konuşmaya başladığında, ağzından çıkacak ilk sözlerin ilâhî bir kelâm olmasını arzu ederdi. Bu sebeple, Abdülmuttaliboğulları’ndan bir çocuk güzel konuşmaya başladığında, ona:
“«Çocuk edinmeyen, hâkimiyette ortağı bulunmayan, âcizlikten ötürü bir dosta da ihtiyacı olmayan Allâh’a hamdederim.» de ve tekbir getirerek O’nun şânını yücelt!” (el-İsrâ, 111) âyetini yedi defâ okutarak öğretirdi. (Abdürrezzak, IV, 334; İbn-i Ebî Şeybe, el-Musannef, I, 348)
Allâh’ı zikretmeksizin çokça dünyevî ve boş sözler sarf etmekten şiddetle kaçınmalıdır. Zîrâ böyle davranmak, kalbi katılaştırır. Katı kalpli olanlar ise Allah’tan en uzak kişilerdir.
[1] Bkz. Ebû Dâvûd, Edep, 18/4840; İbn-i Mâce, Nikâh, 19.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları